ISLAH YA DA FESADA KARŞI TAVIR

Bu kelime; tabii dengenin, sosyal düzenin ve ahlâkî yapının bozulmasını ifade eder.

İfsadın kökü ‘fesede’ fiilidir. Bu da bozulmak, çürümek, sağduyudan sapmak, kokuşmak, orta yoldan ayrılmak demektir. Bunun masdarı olan fesat; bir şeyin faydalı olmaktan çıkıp zararlı olmaya başlamasıdır. Ya da bir şeyin az veya çok itidal’den uzaklaşması demektir. (İbni Manzur, Lisânu’l-Arab, 11/180. el-Isfehânî, R. el-Müfredât, s: 571)

Fesat isim olarak; bozulma, kuraklık, kıtlık, darlık, düzensizlik, çalkantı, telef olma ve kokuşma gibi anlamlarda da kullanılır. Bu kökten gelen ‘fâsit’ ise; bozan, geçersiz kılan, bâtıl demektir.

Yine bu kökten gelen ‘efsede’ fiili; bozulmak, bozmak, kokuşturmak, mahvetmek, saptırmak, faydalı olmaktan çıkarmak, tabi olandan koparmak demektir. İite ‘ifsat’ bu kalıbın masdarıdır. Yani bozma, kokuşturma, geçersiz duruma düşürme anlamına gelir.

Bu kalıbın fâil (özne) ismi müfsit; bozan, bozgunculuk yapan, ifsat eden, mahveden demektir. Din dilinde ifsat eden, yani fesat’a sebep olan şeylerin hepsine ‘mefsedet’ denmiştir.

Fesat; Kur’an’da yeryüzünde fitne uyandırıp, insanların durumunu bozmak, onları doğruluktan saptırıp, din ve dünyaya ait çıkarlarını zedelemek anlamında kullanılmıştır.

-Islah

İfsadın zıddı ‘ıslah’tır. Bunun aslı ‘saleha’ fiili sözlükte; layık olmak, iyi olmak, düzelmek, sağlam olmak, bir kişinin fesadından sonra düzelmesi, barışmak, fesadın kendinden gitmesi demektir. Bu bir şeyin faydalı veya münasip olduğunu ifade eder. (İbni Manzur, Lisânu’l-Arab, 8/267. Cevherî, Ali. b. M. es-Sıhah, 1/564)

Bu fiilden gelen ‘ıslah’; onarmak, düzeltmek, kişilerin aralarını bulup barıştırmak ve iyilik yapmak anlamlarına gelir.

Islah, musalaha ve ıstılah kelimelerinin de barıştırmak anlamında da kullanıldığını söyleyelim.

‘Saleha’ fiilinin fail (özne) ismi ‘sâlih’; kendisi doğru olan, kendini düzelten, eğiten, fesat içinde olmayan, faydalı ve yarayışlı,

‘ıslah’ın fâil (özne) ismi ‘muslih’; kendisi doğru olmakla birlikte, başkalarını da ıslah eden düzelten, onların yararına olacak şeyleri yapan ve yapmalarını sağlayan demektir. Bundan dolayı Allah’a ‘sâlih’ sıfatının verilemeyeceği, buna karşın ‘muslih’ denilebileceği söyleniyor. (Dumlu, Ö. Kur’an’da Salah Meselesi; s: 25)

Din dilinde ıslah eden, yani faydalı ve faydaya sebep olan şeylerin hepsine ‘maslahat’ denmiştir.

İnsanların din, can, akıl, nefis, nesil ve mal güvenliklerini çok önemli gören İslâm, koyduğu hükümlerle insan ve toplum hayatında ‘maslahat olan şeyleri kazandırmak ve mefsedet........

© Mir'at Haber