UNUTAN UNUTULUR: DÜNYADA ALLAH’I UNUTAN, AHİRETTE RAHMETTEN MAHRUM OLUR
İnsanoğlu, varlık âleminde akıl, idrak ve irade cevherleriyle bezenmiş, emanetin taşıyıcısı kılınmış seçkin bir varlıktır. Hak Teâlâ ona şu üç nuru ihsan etmiş; aklı rehber, idraki mizan, iradeyi imtihan vesilesi yapmıştır. Zira akıl “yolu bilen”, idrak “yolu gören”, irade ise “o yolda yürüyen”dir.
Bu nimetler insana sadece var olmak için değil, aynı zamanda varlığın manasını taşımak için verilmiştir. Çünkü insanın şerefi, yeyip içerek boş yere yaşamasında değil, emaneti hakkıyla yüklenmesindedir. Kur’an’ın ifadesiyle:
“Biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik, onlar yüklenmekten çekindiler; onu insan yüklendi.” {el-Ahzâb, 72}
İşte o emanet, aklın rehberliği, kalbin idraki, iradenin yönelişiyle taşınan kulluk bilincidir.
Ne var ki insan, zamanla bu emaneti taşımanın ağırlığından kaçar. Nefsi, dünyanın süsüne meyleder; kalbi, hakikatin nurundan uzaklaşır. Allah Teâlâ şöyle buyurur:
“Bu dünya hayatı bir oyun ve oyalanmadan ibarettir. Asıl yurt, âhiret yurdudur.” {el-Ankebût, 64}
“İnsanlara; kadınlar, oğullar, yığın yığın altın ve gümüş, salma atlar, davarlar ve ekinler gibi nefsin şiddetle arzuladığı şeyler süslü gösterildi. Bunlar dünya hayatının geçimliğidir. Oysa asıl varılacak güzel yer, Allah katındadır.” {Âl-i İmrân, 14}
وَلَا تَكُونُوا كَالَّذ۪ينَ نَسُوا اللّٰهَ فَاَنْسٰيهُمْ اَنْفُسَهُمْۜ اُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ
“Allah’ı unutan; bu yüzden (Allah’ın da) onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın! İşte onlar, fâsıkların ta kendileridir!” {el-Haşr, 19}
İnsan, Allah’ı unuttuğunda aslında kendini unutur; çünkü insanın hakikati, Allah’la olan bağında gizlidir. O bağ kopunca kalp karanlığa gömülür, akıl şaşar, kalp kararır. Dünyanın süsü, hakikatin nurunu perdelemeye başlar. Böylece emaneti taşıması gereken insan, emanete ihanet eder; eşya ile oyalanır, Allah’a yabancılaşır.
Gâfil insan, fıtratının sesini susturup dünyanın geçici rahatlığına sığınır. Dünya, akıllı için bir imtihan, gafil için bir oyundur; fanî bir gölgeyi bâkî bir güneş sanmaktır. Oysa bu âlem, ebedî âhiret hayatının tarlasıdır: Kim ne ekerse onu biçer. Burada tohum, orada hasattır; burada sabır, orada vuslattır. İnsan yolcudur; konak değil, menzil arar. Akıllı olan, hanı yurt sanmaz; yolu unutan, menzile varamaz. Dünya sevgisi kalbi karartır,........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein