SAKIN ÜMİDİNİ YİTİRME, KALBİN DE GÜZÜ VARDIR

“Sakın ümidini yitirme, kalbin de güzü vardır; Allah baharı böyle başlatır.”
Hayat içinde yaşanan sayısız zorluklar karşısında umut kesmeden, tökezlesede yıkılmadan yol yürümek ne kadar zordur.
Rahman olan Allah bu zorluklar karşısında yıkılmadan kar zarar ilişkisine dair hesabı hakkıyla yapabilmemizin referansı olaraktan Âl-i İmrân suresi 147. Ayeti celileyi bize ulaştırır. Her zaman olduğu gibi zor zamanlara nefes, huzur ve perde perde aralanan zafer manzaralarının sırlar kapısı aralanır. Zor zamanların dikenli ve acıtıcı yollarında yürür iken yol haritası olarak afakta ve enfüste aranması umulan şefkatin, mağfiretin ve iki cihan hayrının izlerini takip etmemiz bizlere teşvik edilir.

Bismillahirrahmanirrahim

“Ey Rabbimiz! Günahlarımızı ve işimizdeki aşırılıklarımızı bağışla. Ayaklarımızı (yolunda) sabit kıl, (hakikati) inkâr edenler topluluğuna karşı bizi muzaffer kıl!”
İmtihan edildiğimiz zor zamanlar ruhlarımıza; Hak katından bize lütfedilen ilahi bir arınma, aşırılık gösterdiğimiz bir çok dünyevi tutunuştan yana şifa detoksu imiş adeta. ”Hakikati örterek yalan yanlış işleri ile topluma fesat yayan, ilahi güzelliğin yeryüzüne yansıması olarak bahşedilen iyilik koşularına çomak sokanlara karşı zafer kazanmaya giden mücadelenin bir provası imiş meğer”. Beni öldürmeyen acı güçlendirir.’’ diye söylerken Nietzsche, ödenen acı bedellerin ruha kazandırdığı performansı anlatıyor bize.

Acaba hayat içinde yaşanan sayısız zorluklar karşısında umut kesmeden tökezlese de yıkılmadan yol yürümek insana yeterli midir?
Kamil insan için elbet yeterli değildir. Hayat, sana takdir edilen imtihanının seni vurduğu yerde durmuyor ki yetsin. Sende orada mevki tutarak kolayca imtihanı geçesin! Tüm hızı ve aksiyonu ile akıyor giden hayat karşısında, bir an ne yapacağına şaşırıp kalıyorsun. İmtihanının seni afallattığı şiddeti karşısında senin mesuliyetin olarak sırtındaki yüzlerce emanet, sen ve seninle özleşen değerlerinin ve halen elinde bulunan sayısız güzelliklerin korunması imtihanı da belini büküyor.

Yerlerin, göklerin, yedi kat semanın ve arzın yönetiminde zaafa düşmeyen kainatın yüce imparatoruna yüzünü çevirerek bir ah salıyorsun göklere.

Hatırlıyorsun ve ürküyorsun. Senin mesuliyetin, akıp giden ömrün sana sakladığı sevinçleri ve müjdeleri arayacak, bulacak, onlarla yeni süreçleri olgunlaştıracak gündemi de yönetmek. Subhanallah el Azim! Bizim gibi aciz kullarla bu kadar denge nasıl korunur? Elinde bulunan sayısız güzellikleri korumak ve akıp giden ömrün insana sakladığı sevinçleri ve müjdeleri arayacak, bulacak ve onlarla yeni mücadeleleri olgunlaştıracak süreci yönetmek bilgeliğini kuşanmak kolay değil. Hem de hiç kolay değil. İnsanın gözünde korku, zorluk, meşakkatli yokuş büyüyor da büyüyor. Çoğu zaman yenilen ruhlar işte bu anda yeniliyor, kazanan ruhlarda da işte bu anda kazanıyor.

“Bilemezsin ki belki de Allah bundan sonra daha güzel bir kapı açar.” diye bize hitap eden Talak Sûresi 1. âyeti kerimeyi işitmek, ikrar etmek, tasdik etmek içinde büyüyen kaygılara ve sürecin........

© Mir'at Haber