ÖNLERİNDE DENİZ, ARKALARINDAN ÖLÜM VAR

Önlerinde deniz, arkalarından ölüm var.

Gazze tüm haberleriyle ağzımızın tatlarını acıtarak bize sınav olmaya devam ediyor.
Boğulur yine zalimler akıttıkları şehit kanlarının denizinde de biz zulmettiğimiz nefislerimize yanar dururuz.
Ne garip ki o günün mazlumu, bugünün zalimi olan bu çapulcu topluluk İsrail’de; 7 Ekim sonrası aile içi şiddet, bağımlılık yapan madde kullanımı ve işten çıkarılma oranı artarken İsrail’e göç eden yerleşimci oranı, turizm ve genel olarak ekonomi alanında da ciddi gerilemeler görülmüş.
Zulümle kim abat olmuş.

Eğer ki 7 Ekim saldırılarından mesul tuttukları Hamas olsaydı; hedeflerinde bu kadar çoluk çocuk, genç, kadın, yaşlı sivil hedef alınarak Gazze topraklarının üstündeki imar ve altındaki yapılar tekrar yapılmamacasına harap edilip, milyonlarca mazlum halk bu denli soykırıma uğramazdı.
Bu çapulcu topluluk karşısında tek bir Gazzeli kalmasa ve Gazze topraklarına katil soyu yerleşmiş olsa da, hiçbir zaman huzur içinde yaşayamayacaklar. Acıttığı canların ruhları onların bedenlerini sıktıkça sıkacak.
Allah unutmaz!

Sünnetullah gereği ne yaptıysan, kozmik kayıtta, Levh-i Mahfuz’da Rahman onu kaydedecek. Devran dönecek, dolaşacak yine zalime ellerinin ettiğinin sonucu bulaşacak.
Tüm bu tarih yazan hadiselere seyirci olup da felçli gibi izleyenlerin dönüp kendilerine tekrar bakarak, bu afetten masum kurtulmanın çözümünü bulacak salih işlere tutunması hususunda acele etme sorumluluğu var.
Çünkü, Allah unutmaz!
Sünnetüllah işler ve kâinat tüm varlığı ile zulme vesile olanın da, zulüm karşısında susanın da avucuna gerekeni verir.
Şeyh Yasin’in felç olan vücudu ile yaptıklarına şahit olmak kendi iradi varlığımızdan ve eylemlerimizden yana bizi muhasebeye sürüklüyor.

Benim için bu tarih yazan hadiselere seyirci olup da gelinen nokta; kalbimin iyileşeceğini umduğum ve hayatımın geri kalanında, önemli şeyler yapacağımı planladığım hayallerimi yoran bir yetersizlik hissi ile yaşıyorum. Gazze halkını temsil eden o cefakar ve vefakar halkın yaptığı fedakârlıkları ve sabredip katlandıkları zor şartları gördüğümde hissettiğim o elverişsiz hissin, hayata tutunmaya dair oluşturacağı zafiyetlerin etkisinden kurtulmak için Rahman ve Rahim olandan istiyorum.
Cristiano Ronaldo, İsrail işgalindeki Gazze’ye dikkat çekerek:

“Benim için asıl baskı, soykırım altında yaşamaktır. Dünyada gıdaya ulaşamayan insanlar var. Kurşun sesleriyle ve füze patlamalarıyla yaşamaya çalışan insanlar var. Asıl baskı budur.” der ve ne güzel ifade eder. Hayatta insanın kişisel gelişimine ve insanlığa dair toplumsal darbelere bakabilmek için gözlerine hakkıyla açması yeterli. Bu basiret için Müslüman olmak........

© Mir'at Haber