Hayat kısadır onu endişe, keder ve üzüntü ile daha da kısaltmayın; hepimiz yolcuyuz. Hiçbir dert, dünyaya gelirken beraberimizde gelmedi. Bizimle beraber de gitmeyecek… -İbnü’s Sadi
Yeryüzünün binlerce yıldır yaşanan en büyük depremlerinden birini yaşadık ve bu çağın en dehşetli afetinin sancılarını çekerek Ramazan-ı Şerif’e doğduk hamd olsun. Bu nimetin hakkını vererek arınan, temizlenen, dirilen, dirilişe vesile olabilen ve değişimi ahsen-i takvime yönlenen kullara müjde olsun.
Rahmet elçisi Hz. Muhammed As. Ramazan-ı şerif için buyuruyor ki ; ‘’Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtuluştur.’’
Belki afetten sonra rahmet ayına doğduğumuz yeniden diriliş günlerinde Efendimizi, Ashab-ı Güzin’i daha iyi idrak edebiliriz. Başlarına gelen büyük imtihanlarını ve en yakınlarının ölümlerine seyirci kalırken çektikleri acziyetin şiddetini ilk defa bu kadar iyi anlamaya yaklaşacak derin kavrayışı yakalayabiliriz.
Bu tedrisat, bizi hayatın sonuna yaklaşırken cennetin en güzel makamına hazırlayabilir. Talak suresi 1. Ayet-i Celilede ; “Bilemezsin ki; belki de Allah bundan sonra daha güzel bir kapı açar.” der Rabbimiz. Şu halde en içten dualarımız ile milletimize rahmet kapılarının açılması için dualar edelim.
Bu Ramazan en güzel Ramazanlarımızdan biri olacak diye niyetlenerek birlikte azmedelim. Efendimiz As.’a ve sahabelerine yaklaşmak, tıpkı onlar gibi olamasak da onlara benzemeye çalışmak hedefimiz olsun. Kulluğun en güzelini rahmet elçisi ve yol arkadaşları yeryüzü yıldızları sahabe-i kiramdan örnek almak azmi........