Allah-ü Tealâ insanoğluna yaratmış olduğu varlık aleminin işleyiş düzeni ile ilgili olarak kendi çaba ve gayretine bağlı olmak üzere her türlü ilmî verilere ulaşabilmesine, elde ettiği verilerle yeni keşifler yapmasına müsaade etmiştir. İnsanoğlunun yeryüzünde halifelik vasfına konu hususları bu açıdan değerlendirmek ve bakmak lazım.

Allah’ın varlık aleminde kurduğu düzen gereği ; İnsan topluluklarını emri altına alacak güce ulaşan Kişi veya kişilerden müteşekkil organizasyonlar; kontrol ettiği insanlığı ya helake sürükler ya da selamete çıkarır. Bu durumun farkına ancak aklını kullananlar varabilir. Güçü uhdesinde tutan kişi veya kişiler hinderlandında ki insanların hairicinde ki kitleleri helake sürükleyen zihniyetin emrinde ve elinde ise toplum içerisinde ki aklını kullanan kişileri, diğer insanları uyandırmamaları için ya satın alır yahut da sindirmek suretiyle bertaraf eder. İnsanoğlunun fıtratında var olan mutluluğa ulaşma ve kavuşma insanların geneli değil de gücün emrinde, istese de istemese de her dayatmasına razı olmak suretiyle yer alan azınlıklar kavuşabilir.

Güc; toplumu selamete götüren kişi veya kişilerin elinde ve emrinde ise işte o zaman da o toplumda her güzel sözün söylenmesine imkan ve ortam sağlanır. Sözlerin içerisinden en güzelini bulmak için ortak aklın kullanılmasını destekler ve kendisine istikamet edinir. Gücün sözüne değil, sözün gücüne itibar eden topluluklar mutluluğu elden geldiğince tüm insanlarla paylaşan bir düzen kurarlar.

Gücün hangi anlayışın emrinde olmasını, bilerek veya bilmeyerek insanların bizzat kendi tercihleri ortaya çıkarır.

İstisnasız her sorumlu insan tercihleri karşısında karar vericidir!

İnsanoğlunun hükmetmediğinden dolayı kafirlikle suçlandığı Allah’ın indirdikleri karşısında karar vericinin bizzat kendisi olduğu çok açıktır.

İnsanların çoğunluğunun imtihanı kaybettiğini bir çok ayeti kerimelerden biliyoruz. Çoğunluğunun sınavı kaybettiği insan neslinden olumlu beklentilere girmek beyhuda bir bekleyiş olur. Biz insanların sorumluluk bilinciyle veya sorumsuzca yaptığımız seçimin de İlah-i kader çerçevesinde cereyan ettiği ancak karşılaşacağımız sonuçları itibariyle sınavımıza konu hususlar olduğu akleden zihnin bilmesi gerekmektedir. “Kader”le “tercih”in arasında bir bağın olduğu ancak aynı kategorize de değerlendirmek doğru olmaz. Allah nezdinde ki “Kader” kavramına insanoğlunun “tercih” kavramını da kapsayacak şekilde en üst konumda değerlendirmek, yani beşeriyetin tercihi ile karıştırmamak yani eş seviyede bir kavramsal anlayışa düşürmemek gerekir.

İnsanoğlunun tercihinde iki şık vardır. Birisi doğru diğeri yanlış! Üçüncü şık yoktur!

Kitabımız Kur’an da insanların yapmaması gereken doğrudan belirtilen hususların dışında teferruata boğulmadan günlük yaşamında ki tercihlerin yanlış veya doğru olduğuna karar verirken yaptığı araştırmalar ve kullandığı akıl sonucu vicdanından gelen kabul veya reddin Allah’ın indirdiği ile hükmetmekten ibarettir. Diğer bir ifade ile yeryüzünde yarayışlı ve doğru olan her şey ve her ne ise; insanoğlunun yapıp yapmamakta tercihine bıraktığı Allah’ın indirip tavsiye ettikleridir.

İnsan ister hakim, ister devlet başkanı,ister memur, ister âmir; her söyleyeceği sözde ve yapacağı iş de yarayışlı ve doğru olanı tercih etmezse Allah’ın indirdiği ile hükmetmemiş demektir.

Selam ve selametle.

Fehmi YAĞLI

QOSHE - TERCİH, İLAHİ KADERİN İÇERİSİNDE BİR UYGULAMA PROGRAMIDIR - Fehmi Yağlı
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

TERCİH, İLAHİ KADERİN İÇERİSİNDE BİR UYGULAMA PROGRAMIDIR

4 4
04.06.2023

Allah-ü Tealâ insanoğluna yaratmış olduğu varlık aleminin işleyiş düzeni ile ilgili olarak kendi çaba ve gayretine bağlı olmak üzere her türlü ilmî verilere ulaşabilmesine, elde ettiği verilerle yeni keşifler yapmasına müsaade etmiştir. İnsanoğlunun yeryüzünde halifelik vasfına konu hususları bu açıdan değerlendirmek ve bakmak lazım.

Allah’ın varlık aleminde kurduğu düzen gereği ; İnsan topluluklarını emri altına alacak güce ulaşan Kişi veya kişilerden müteşekkil organizasyonlar; kontrol ettiği insanlığı ya helake sürükler ya da selamete çıkarır. Bu durumun farkına ancak aklını kullananlar varabilir. Güçü uhdesinde tutan kişi veya kişiler hinderlandında ki insanların hairicinde ki kitleleri helake sürükleyen zihniyetin emrinde ve elinde ise toplum içerisinde ki aklını kullanan kişileri, diğer insanları uyandırmamaları için ya satın alır yahut da sindirmek suretiyle bertaraf eder. İnsanoğlunun fıtratında var olan mutluluğa ulaşma ve kavuşma insanların geneli değil de gücün emrinde, istese de istemese de her dayatmasına razı olmak suretiyle yer alan azınlıklar kavuşabilir.

Güc; toplumu selamete götüren kişi veya kişilerin........

© Mir'at Haber


Get it on Google Play