menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

MODERN İNSANIN YARATICIYA KARŞI UKALALIĞI

8 0
26.10.2025

Geçen ki yazımızda modern dünyada ki güç sahiplerinin ilahi tavsiyeler doğrultusunda sorumluluklarını ne ölçüde yerine getirebildiği sorusuna cevap arayacağımızı yazmıştım.

İnsanlık tarihi, ilk büyük aldanışla başladı. Şeytanın, atamız Âdem’i “ölümsüzlük” vaadiyle ikna etmesi. O an fısıldanan vesvese, nefsani arzuların sadece bir yemi değil, aynı zamanda Yaratıcı’nın koyduğu sınırları aşma arzusunun da ilk tohumuydu. O gün Âdem’e sunulan fikir, bugün modern insana çok daha sofistike bir ambalajla sunuluyor olması, bu dünyada ölümsüz olacağına dair sinsi bir şeytani fısıltıdan ibaret olduğu defaatle sınanıyor olarak yaşamını sürdürmektedir.

İlk insan Âdem’i ölümsüz olacağına ikna eden şeytani düşünce, bu çağın insanını da bu dünyada ölümsüz olacağına ikna edecek kadar Yaratıcısına ukalalık yapma hadsizliğine ulaştırdı. Bunun sonucu modern İnsanın geldiği nokta “Ölümsüzlük Projesi”nin peşine düşmek oldu.

Günümüz insanının hayatı, adeta ölümü inkar etme ve bu dünyada kalıcı olma üzerine kurulu bir projeye dönüştü. Ölüm, sosyal medyada görmezden gelinen, hastanede sessizce halledilen ve mümkünse hiç konuşulmayan bir “hata” olarak algılanıyor.

Bu ukalalığın tezahürleri çeşitlidir.

Biyoteknoloji, yapay zekâ ve transhümanizm akımları, bedeni onarılacak bir makine, zihni ise yedeklenecek bir veri olarak görüyor. Ebedi yaşam, artık manevi bir hedef değil, teknik bir problem olarak masaya yatırılıyor.

Modern insan, hayatın her anını en üst düzeyde tüketme ve haz alma zorunluluğu haline dönüştürdü. Bu durum gelecekteki bir hesabı, yani ahireti yok saymanın en kolay yoluyla tanıştırdı. Geleceği inşa etmek yerine, ânı doyurarak bitmeyen bir döngü yarattı kendisine.

Para ve iktidar, servet ve güç, ölüme........

© Mir'at Haber