Kardeşim, dünyayı saran bu kötülük çemberinden bireysel ve toplumsal olarak kurtulmak için yapabileceklerini erteleme. Öfkeni büyüt zalimler ve onları destekleyenler için. Diri tut; bu, her şeyi bir anıya dönüştüren algıya karşı. Öfkeni besle, seni daima mazlumun yanında tutsun diye. Kuşan öfkeni bütün donanımlarınla. Ki onlar seni şüphesiz daha güçlü kılar bütün olumsuzlukların karşısında. Duyargalarının tamamı açık olsun. Her an seni yanıltacak yeni bir oyunu sahneleyebilir uluslararası oyun kurucular. Ve sen belki de hiç farkına varmadan onların oyunlarının bir parçası haline gelebilirsin. Öylesine sinsi planlarla geliyorlar ki üstümüze farkına vardığımızda iş işten geçmiş olabiliyor. Modern ajanlar, kıtalar dolaşıyor bir tuşun arkasına sığınarak.
Ellerin tetikte olsun. Oyun kurucuların algılarıyla dostunu bilinçsizce taş yağmuruna tutabilirsin. Sözlerden, fiillerden, hatta görüntülerden oluşan taş yağmurlarına. Ellerin harama her dokunduğuna ya da eriştiğinde bir mazlumun ahı ulaşır sana da. Dokunduğunda bir yasaklı ürüne mermiler yağar kardeşlerinin üstüne sen farkında bile olmazsın.
Ayaklarını sabit tut inancının üstünde. O zaman yanlış ve hatalı yönlendirme tabelalarının hiçbiri emeline ulaşamaz.
O zaman seni yolundan, hakikatten ayırmak isteyen güçlerin hevesleri kursaklarında kalır. Ayakları sağlam basanın bulunduğu yeri kaybetmesi düşünülemez. Âli İmran 147’de geçen şu ifade bir dua olarak ve sonuna âminler eklenerek devinsin, dolaşsın dudaklarımızda: ‘’…Rabbimiz! Günahlarımızı ve işlerimizde gösterdiğimiz taşkınlıkları bağışla, ayaklarımızı sâbit........© Mir'at Haber