KÜRESEL KÖRLÜK     

Belli dönemlerde yazan, konuşan pek çok kişinin sıkça kullandığı kelimeler olur. Moda kelimelerdir onlar. Geçmişte onları kullandığımızda biz de kendimizi o günün nitelikli okurları arasında görmek gibi çocukça bir duyguya kapılırdık. Kurduğu cümlelerde bu kelimelere yer vermeyenlerin okur ve dinleyici bulmakta güçlük çekeceklerini düşünürdük yine çocukça. Tabii ki burada kastettiğimiz moda kelimeler, argo olanlar değil. Edebi metinlerde, düşünce ve haber yazılarında kullanılanlar ve bunların çağrışımları üzerine bir değerlendirme yapıyoruz sadece. Burada kullanılan moda kelimelere de karşı değiliz elbette. Bunu bir eksiklik ya da olumsuz bir durum olarak da değerlendirmiyoruz. Dilin canlı olduğunu ve kendini sürekli yenilediğini elbette biliyoruz. Öyle olmasa bizim Orhun Kitabelerindeki dili anlıyor ve kullanıyor olmamız gerekirdi ki bunun mümkün olmadığını biliyoruz. Bir dönem çok kullanılan; salt, bağlam, izdüşüm, konuşlanmak, darul erkam, darul harp, devrim, karşı devrim, varsıl, pandemi, müstakil, us, tin … vb. kelimeler; konuşan yazan pek çok kişinin diline pelesenk olmuştu. Şimdilerde ise buraya yazmayacağımız başka başka kelimeler var dillerde.

Bu yukarıda ifade ettiğimiz kelimeler dışında son dönemde kullanılan bir kelime daha var: Küresel. Dünya ölçüsünde geniş bir bakış açısıyla benimsenen, anlamında kullanılan bu kelimeyi tam sindirememişken bir de kelimenin yabancı dilde karşılığı olan global, gelip kuruldu cümlelerimizin öznesi yerine.

Burada zihnimize ve dilimize yerleşen ve bu kelime ile oluşturulan bir tamlama üzerinde durmak istiyoruz: Küresel körlük. Dünya ölçüsünde gözler önünde yaşanan ve mutlaka görülmesi gereken hususları, olayları görmeme/ görmezden gelme hastalığı olarak tanımlayabiliriz bu tamlamayı. Aylardır; küresel olduğu iddia edilen devletler, güçler ve........

© Mir'at Haber