26 Ağustos 30 Ağustos Zaferleri ….
Bu zaferler, Türk-İslâm Tarihi’nin dönüm noktalarını teşkil ederler.
Malazgirt Zaferi, baştanbaşa bütün Anadolu’muzun vatanımız olmasına ve İslâmlaşmasına vasat hazırlayan zaferdir. 30 Ağustos Zaferi ise, dokuz asırlık mübarek Anadolu’muzu ve mukaddes istiklâlimizi batılı haçlı güruhuna karşı korumadaki başarıyı belgeleyen zaferdir.
Yıldönümleri bakımından tarihî yakınlıkları olan bu iki zaferin dikkat çekici müşterekliği İslâm imanından ve bu imana dayalı millî hâkimiyet ve istiklâl mefkûresinden doğmuş olmalarıdır.
Biz bu yazımız/hutbemizde Malazgirt Zaferini konu edineceğiz.
a – Nüfûs çokluğu ve yaşamaya elverişsiz iklimi sebebiyle Orta Asya’dan akın eden ve 1040 yılında Selçuklu Devleti’nin kuruluşundan sonra yoğun bir hal alan Türkmen muhaceretinin (göçünün) baskısı ve Türkmen’lere yurt bulma zarureti,
b – Selçuklu Devleti’ni ve diğer Müslüman halk ve ülkelerini Türkmen hicretinin zarurî neticesi olabilecek istila ve asayişsizliklerden korumak azmi,
c – İslâm’ın amansız düşmanı tehditkâr Bizanslılara karşı İslâm’ın Müslümanlara vacip kıldığı cihâd vazifesini îfa aşkı Selçuklular için Anadolu’nun fethini kaçınılmaz kılmakta idi.
Selçuklu’ların, Anadolu’nun fethi için ilk mukaddes akınların yaptıkları ve ilk müsbet neticeleri devşirmeye başladıkları yıllarda, Bizans İmparatorluğu, kendileri için hâle ve geleceğe ilişkin bu büyük tehlikeyi sezmişlerdi.
1068 de imparator Romanos Diogones,
a – Anadolu’yu Türklerden kurtarmak,
b – İslâm ülkelerini istila etmek ve,
c – Selçuklu Devleti’ni tahrib etmek maksadıyla 200 bin kişilik teçhizatlı bir ordu ile 1071 Mart’ında Ayasofya’da yapılan dinî bir törenden sonra Selçuklu Türkleri üzerine yürüdü.
Bu sırada, İslam birliğini bozucu ve bölücü Şiî-Fatimî Devleti’ne karşı Suriye-Mısır seferine çıkan Selçuklu hükümdarı Alp Arslan Gazi, Bizans ordusunun Erzurum’a vardığı ve şarka (doğuya)doğru ilerlediği haberini alınca, Mısır seferini bırakarak Bizanslılara karşı çıkmak üzere Bitlis ve Erzen yolu ile Ahlat’a geldi.
Malazgirt’i tahrip edip halkın bir kısmını katleden Bizans ordusu ile Selçuklu ordusu Malazgirt-Ahlat arasında Rahva Ovası’nda karşılaştılar. 200 bin kişilik teçhizatı, fakat din ve ırk bakımından ayrı ayrı unsurlardan oluşan Bizans ordusu karşısında, 50 bin kişilik Alp Arslan Gazi ordusu yerini aldı.
Bizans İmparatoru Romanos Diogones, kuvvetiyle mağrur olduğu ve zaferin muhakkak olduğuna inandığı için, Alp Arslan’ın sulh teklifini alaycı ifadelerle geri çevirdi.
24 Ağustos Çarşamba günü red cevabını alınca, Alp Arslan Gazi, akacak masum kanlar için çok üzüldü, fakat muhtemel çarpışma için de........