Fıtratın Değiştirilmesi |
Bizim bakış açımızdan erkek ve kadın arasındaki ontolojik farklılık bir hikmete mebni olarak ilahi iradenin eseridir, bu özelliğiyle erkek olsun kadın olsun, insan Allah’ın muradıdır. Bir arada bulunmaları halinde tür olarak insan olmaklığı gerçekleştirmekle yükümlü iki cinsin farklı isimleri taşıyor olmaları farklı fıtratlara sahip oluşlarının sebebidir. Asli manada fıtratların farklı olması, yerine göre ve gerektiğinde iki cinsin birbirlerinin rollerini üstlenmeyecekleri anlamına gelmez, yerine göre kadın erkeğin, erkek kadınının rolünü üstlenebilir ve bu hayatın pratiklerinde karşılaşabildiğimiz insani bir durumdur.
Burada yapılacak şey ya söz konusu ilahi bölüşümdeki hikmete uygun varoluşsal çaba içinde olmak ya da yaratılışın asli düzenini belirleyen isimlerin yerini değiştirmek olur. Söz konusu bölüşümü ve buna bağlı rol dağılımını “tarihsel ve kültürel şartların eseri” saymak yanlıştır, rolleri dağıtan yüce Allah’tır. Erkek ve kadın arasındaki fıtri-tabii rol dağılımını reddetmeye kalkışmak insanı ya tarihin ve kültürün ürünü basit bir nesne olarak görmeye veya yüce Allah’ın muradına baş kaldırmaya götürür. İnsan tarihin ürünü değil, tarih insanın yapıp etmeleri, fiilleridir.
İlahi isimlere ve isimlerin iki cins arasında pay edilmesine iki cinsin farklı fıtrata sahip olmaları bizi şu yanlış sonuca götürmemeli: Erkekte şefkat olmaz, erkek her durumda merhametsizdir. Kadın cinayetlerinin sıkça verildiği medyada hakim olan haber diline göre, kadın her durumda masum, erkek her durumda suçludur, erkekte kötü, kadın cinayetini tahrik eden bir öz vardır, bu bakış açısı yanlıştır. Erkekte de şefkat ve merhamet elbette vardır ama bunlar onda ikincildir. Kadında da Rahman ve Celal isim sıfatlarının izleri vardır ama bu ikincildir. Gerektiğinde kadın namusunu ve iffetini korumak için celallenir, mücadele anında birincil olanı geriye iter, ikincil olanı öne çıkarır. Ancak merhamet ve şefkat kadında asli/zati, celal ve gazab........