Modern Birey ve Mümin Kul…

Bir düşüncenin en temel göstereni, onun sistematiğine uygun ferdin yeniden yapılandırılışı ve onun temsil özelliğidir… Klasik düşünce, Modern düşünce veya İslami düşünce kendisine ait yeni bir varlık tanımı ve bu varlığın tekil anlamda önemi ile nasıl olması gerektiği konusunu açıklığa kavuşturur. Tabii ki en önemli şey ise insan ve insan tekinin üzerine bina edileceği değerler manzumesidir. Bu durumda insanın neliği ve nasıllığı düşüncenin neliğini ve nasıllığını da belirgin kılmış olacaktır.

Bütün ilişkiler yumağı ferdin etrafında olup biter. Fert, ya etken bir varlık olarak öne çıkartılır ve kendisinin etrafında döndürür ilişkiler ağını, ya da edilgen bir karakter taşıyarak her şey kendisini belirler bir pozisyonda tutulur. Bu noktada ideal olan ile reel olanın bir mukayesesi şarttır. Çünkü iddialar genel itibarı ile ferdin genel tutumu ile birlikte bir ispata dönüşmektedir.

Düşünce açısından bir ferdin konumu aynı zamanda külli olanın konumunu da içinde taşımaktadır. Bu yüzden ferdin genel konumu, varlığın genel konumu ile eşdeğer bir özellik taşır. Fert ise, bir şeyi yerli yerinde kendi varlığını doğal akışı içinde gerçekleştirmesi ise onun hangi düşünce sistematiğine uygun olduğu ile birebir irtibatlı bir durumu içerir.

Modern düşünce birey kavramı üzerine kurulu olduğunu ilan eder. Bireyin modern düşüncede içkinliği temel bir yaklaşımdır. Her şey modern bireyin varlığını, idamesini, şartlarını ve geleceğini belirlemeye matuftur. Bu iddialar önemli ve çok değerlidir. Ama pratikte bunu gözlemlemek neredeyse imkânsızdır. Önce her bireyi birey olarak kabul görmeme gibi bir temel tema ile karşılaşırız. Her fert, birey olma özelliğine sahip değildir. Bu ayrım, modern düşüncenin kendi içinde de bir ayrımcılığı ileri sürmektedir. Örneğin, patron ile işçi ve yöneten ile yönetilen, her ne kadar eşit olduğu savı ileri sürülse de yaşam koşulları ve ilişkiler ağındaki konumları aynı değildir ve olamaz da…

Bu anlamda modern bireyin iki temel özelliği baskın karakter olarak öne çıkmaktadır. Bunu dengeleyecek bir bakış ise geliştirilememiştir. İlk baskın karakter, modern birey, kendine dönüktür ve her şeyin kendi etrafında dönmesi gerektiğini kabul ile başlar. Bu öne çıkan baskın karakter, varlığı ve oluşan her kurum ve kurumsallaşmayı kendi yararı ile örtüştüğü kadar kabule mazhar kabul etmeyi sağlar. Aynı zamanda bunu besleyen gizli bir önerme de modern düşüncenin olmazlarındandır: o da birey; ‘ben varsam her şey anlam kazanır’ ilkesi üzerine bina edilmiştir. Tanrı dahi modern bireyin kurguladığı zemin üzerinden inşa edilir. Eğer modern birey yoksa tanrı da yoktur. Tanrının ölümü ile........

© Mir'at Haber