Hakikat İle Gerçek Arasındaki Derin Fark…

Hakikat, özü itibarı ile ulûhiyet planında varlığın iyiliğine işleyen bir sistemin insan tarafından algılanarak varlıkta barışı ikame için kullanılması ve her varlığın kendisi olarak var olma şartlarını belirgin kılmasına zemin oluşturan bir olgusal düzlemdir. Hakikatin birden fazla tanımı yapılabilinmektedir. En temelde hakikat ise; insan idrakini aşan mutlak bir idrakin gerçekliğine yapılan vurgudur. Allah mefhumunu idrak etmek ve onu kuşatmak mümkün olmadığı gibi hakikat kavramını da kuşatmak mümkün değildir. Allah mefhumunu isim ve sıfatlar üzerinden zihne yakınlaştırdığımız gibi hakikat kavramını da ancak izdüşümleri üzerinden zihne taşıyabilir ve üzerine düşünebiliriz.

Gerçekliği ise reel dünyanın ‘olan’ın somut olguları olarak düşündüğümüzde hakikatin somut biçimi olmaklığı bakımından önemli bir durumu işaret eder. Ancak ‘olan’ ile sınırlı bir yaklaşım, oluşu devre dışı tuttuğu için ‘olanın’ nasıllığı konusunda bir fikir vereceğini anlamak zor olmasa gerek! Ama niçinliğini idrake konu edinemez bir hale sebebiyet verir. Bu yüzden gerçeklik, modern bağlamı içinde sadece ‘olan’ ile sınırlı bir zeminde tutularak, sosyal ve bireysel mühendislikte çok ciddi bir şekilde kullanıma dâhil olmaktadır. Hakikatin gerçeklik düzleminde sınırlandırılarak anlaşılması ise beraberinde anlamın yitimini getirmektedir. Modern dünyanın anlamsızlığı ve Tanrının Ölümünün ilan edilmesinin temel sebebi de bu zeminin kendisidir. Modern düşünce, hakikati ihata edilemez ve kesinlik düzeyinde bilinemez yapısı üzerinden hareketle devre dışı tutmayı yeğlemiş ve sadece bilinebilen bir bilgi türü ile yetinerek, gücün egemenliğine kapı aralamıştır. Hâlbuki özgürlük, eşitlik ve haklar teorisi eşliğinde gücü yegâne egemen kılmayı başarmıştır. Bugün modern sermaye, modern düşüncenin gelişim seyrini belirlediği gibi, modern insanın psikolojik vasatını da düzenlemeye devam etmektedir.

Hakikat ise, olması gerekene yönelik bir ilginin varlığını açığa çıkartarak, nasıl yerine niçin sorusunu ikame ederek anlama kapı aralamaktadır. Hakikatin reel olgulardan kopartılarak dışlanması, reel olanı kurmada güce/iktidara güçlü imkânlar sunmaktadır. Bu yüzden mevcut güç erkleri hakikati sevmezler! Hakikati devre........

© Mir'at Haber