Sokak köpeklerinin öldürülmesi caiz mi?

İslam dini, hayatın her alanına dair görüş ve çözüm önerileri olan, hayatın her alanını düzenleyerek dünyayı adil ve yaşanılır hale getirmek için hükümler getiren mükemmel ve evrensel bir dindir. Son dinin, hayatın her alanına dair çare, çözüm ve tekliflerinin olması tabiidir; üstelik bu hükümlerin dünya var oldukça her türlü çare, çözüm ve teklif için başvuru kaynağı olacağı gerçeği ortadayken. Bu bakımdan, zerreden kürreye bütün bir kâinatı “yaratıcının emaneti” olarak görmek, “yaratılanı Yaradan’dan ötürü sevmek” Müslüman’ın görevidir; hem de büyük bir görev. Çünkü Allah-u Teâlâ, Kur’an-ı Kerim’de, “O (Allah) ki, yeryüzünde ne varsa (faydalanıp ibret alasınız diye) hepsini sizin için yarattı” (Bakara, 29) buyurmaktadır.

İslâm dini, kâinatı bir bütün olarak görür, kâinattaki tüm canlıları bu bütünlük içinde Allah-u Teâlâ’nın nimeti olarak telakki etmemizi ister. Kaldı ki bütün kâinat Allah-u Teâlâ’nındır; biz emanetçileriz. Kur’an-ı Kerim’deki, “Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah’ındır. Allah’ın ilmi, kudreti her şeyi kuşatıcıdır” (Al-i İmran, 126), “O Rabbin ki, (her şeyi) yaratmış da düzenine koymuştur” (Âlâ, 2), “O ki yarattığı her şeyi güzel yaratmıştır” (Secde, 7), “Hayvanları da O yaratmıştır…” (Nahl, 5) ayetlerinde bütün yaratılanların Allah-u Teâlâ’nın eşsiz eserlerinin birer parçası olduğu hatırlatılır.

Kâinatın her üyesi/parçası, mükemmel sanatın parçalarıdır. Bu gerçekten dolayıdır ki, ekolojik sistemin her bir üyesi/parçası Kur’an-ı Kerim’de “ümmet” olarak tanımlanmıştır. “Yeryüzünde yürüyen hiçbir hayvan ve (gökyüzünde) iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki, sizin gibi ümmetler olmasın. Biz kitapta hiçbir şeyi noksan bırakmadık. Sonra hepsi, Rablerinin huzuruna toplanıp haşrolunacaklardır” (En’am, 38) ayeti tam da bunu ifade etmektedir.

İşte bu mükemmel kâinatın bir üyesi olan hayvanlar hakkında insaf sahibi olmak, haklarına riayet etmek, onlara merhametle muamelede bulunmak bizim görevimizdir. İslâm’ın hayvan hakları........

© Milli Gazete