Türkiye’de çeyrek asırdır iyice gün yüzüne çıkan “Peygambersiz İslâm Projesi” ile onun iki ayağı Kur’aniyyûn ve dinlerarası diyalog fitneleriyle başlayan ve Peygamberimizi (S.A.V.) sıradanlaştırmak için indirgemeci bir anlayışın empoze edilme süreci efkâr-ı umumiyyenin malûmudur.
Peygambersiz İslâm Projesi’yle ortaya konulmaya çalışılan ve Yahudi ve Hıristiyanların Hz. Muhammed’e (S.A.V.) iman etmeden cennete gideceğini iddiasının asıl amacı İslâm’ın tek din olmadığı, Yahudi ve Hıristiyanlığın da bu şekliyle hak din olduğunu kabullendirmedir. Zira, “Her kim La ilahe illallah derse cennete giderecektir” (Müslim, Kitabü’l-iman, 53) hadis-i şerifinin bağlamından kopartılması da bundandır.
Allah-u Teâlâ, Kur’an-ı Kerim’de Hz. Muhammed’in (S.A.V.) âlemlere rahmet olduğunu (Enbiya, 107), çok güvenilir olması hasebiyle ne verirse onu almamız gerektiğini (Haşr, 7), kendi nefsinden konuşmadığını (Necm, 3), vahyin dışına asla çıkmadığını (Hakka, 44-46), bundan dolayı itaat edilmesi gerektiğini (Al-i İmran, 132; Nisa, 80), itaat edilmezse amellerin boşa gideceğini (Muhammed, 33), karşı gelip ve itaat etmeyenlerin kâfir olarak (Al-i İmran, 32) cehennemlik (Tevbe, 63) ve pişman olacağını (Ahzab, 66); anlaşmazlığa düştüğümüz konularda hakem tayin edip kararlarına teslim olmamız gerektiğini (Nisa, 59, 65) belirttikten sonra bütün insanların tek kurtuluş çaresinin Allah’a ve Resulü’ne uymak olduğu hakkında şöyle buyurmaktadır: “(Ey Muhammed)! De ki: Ey insanlar! Şüphesiz ben, yer ve göklerin hükümranlığı kendisine ait olan Allah’ın hepinize gönderdiği peygamberiyim. O’ndan başka hiçbir ilah yoktur. O, diriltir ve öldürür. O halde, Allah’a ve O’nun sözlerine inanan Resulü’ne, o ümmi Peygamber’e iman edin ve ona uyun ki doğru yolu bulasınız” (A’raf, 158).
Son dönem İslâm âlimlerinden........