Devletin ve milletin sırtındaki yük: “Kur Korumalı Mevduat”

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Merkez Bankası Kanunu gereğince bankanın uyguladığı politikalar ve faaliyetlerine ilişkin ilk kez milletvekillerine sunum yaptı. Karahan “Kur Korumalı Mevduat’tan (KKM) kaynaklı zararın 833 milyar TL olduğunu” açıkladı.

Bilindiği gibi Kur Korumalı Mevduat (KKM) 21 Aralık 2021 tarihinde yürürlüğe konulmuştu. Daha doğrusu milletin başına bela edilmişti. Hedef, döviz kur oranlarını aşağıya çekerek TL’nin değer kaybını önleyeceklerdi. Formüle göre, vadeli mevduatlara uygulanan faiz oranları döviz kurlarından düşük kalması halinde aradaki fark Hazine garantisiyle telafi edilecekti. Bu aslında vatandaşa “Dövizini sat, vadeli yani faizli TL hesabına yatır, eğer faizden kazandığın para, dövizden kazandığından az olursa aradaki farkı Hazine ödeyecek” demekti; öyle de oldu. Aradan geçen 2,5 yıllık sürede devletin kasasından, milletin cebinden tam 833 milyar TL (26 milyar dolar) çıktı. Bu miktar, Türkiye’nin bir yıllık milli gelirinin %2’sine tekabül etmektedir.

Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemiyle devlet 833 milyar TL zarara uğratıldı. Bundan daha acısı, devletin kasasından, milletin cebinden çıkan bu paranın faizcilerin cebine aktarılmasıdır. Üretime katkı sunmayarak ekonomideki istihdamı daraltan, paradan para kazanan faizci, rantiyeci bir grubun devlet eliyle zenginleşmesi, bu kararın fetvayla altının doldurulması da işin cabası.

Meselenin ekonomik boyutu ve maliyetine baktığımız zaman milletin sırtına yüklenmiş ağır bir yüktür. Öyle ağır bir yük ki, milletin yüzde 98’inin cebinden alıp, çok küçük bir faizci azınlığa aktarılan türden.

Kur Korumalı Mevduat sistemi tam olarak şöyle işlemektedir: Faizci, bankada vadeli yani faizli bir hesap açmış. Dövizdeki varlığını buraya yatırmış, faizini alıyor. Devlet, faizciye şunu demek........

© Milli Gazete