Bismillâhirrahmânirrahîm!
ÖNCE tarihe bir not düşelim. İnsanlık tarihi, Müslümanların en bunaldığı dönemlerinde yaşanan şu iki olayı “asla” unutmayacaktır: Birincisi, 12 Kasım 2007 günü, Müslüman kasabı İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in millî iradenin tecelli mekânı olan TBMM’de alkışlatılması; ikincisi de; katil, katliamcı, soykırımcı Netanyahu’nun, ABD’nin en önde gelen yasama organı Kongre’de 24 Temmuz 2024 günü alkışlatılması. Her iki olayda Peres ve Netanyahu eller patlatılırcasına alkışlandı.
Hele, Türkiye ve İslâm dünyası, bu iki olayı “asla ve asla” unutamaz. Netanyahu, ABD Kongre’sinde konuşurken, 58’i ayakta olmak üzere 79 kez alkışlandı. Bu da ABD yönetiminin iç yüzünü “bütün açıklığı” ile ortaya koydu. Alkışlanan kimdi? İşgal, soykırım ve savaş suçu işlemesiyle tanınmış katil Netanyahu! Bundan sonra ABD’ye hâlâ sempati ve ümitle bakan gaflet ehli bulunur mu dersiniz?
Siyonist Netanyahu, Kongre’de soykırımını sürdürebilmek için silâh ve mühimmat desteği istedi. Katil, bebekleri öldürmeye, kan içmeye doymuyor. Kongre’de yalan ve iftira kusmayı da ihmal etmedi. Gazze’ye yiyecek girmesini sağladıklarını söyleyerek soykırımı ört bas etmeye çalıştı.
Katliamcı, Kongre’de konuşurken, Demokratlardan Temsilciler Meclisi’nin kadın milletvekili Rashida Tlaib, Netanyahu’ya “soykırım ve savaş suçu” işlediğini anlatan dövizleri göstererek tepkisini ortaya koydu. Zalimin böylesine destek görmesi, “Küfür, bütün şubeleriyle tek millettir” gerçeğini ve Akif’in, “Zulmü alkışlayamam; zalimi asla sevemem” dizesini hatırlattı.
ZULÜM ONAYLANMAZ
ZULMÜ........