Bismillâhirrahmânirrahîm;
KIBRIS’IN dinî, tarihî, siyasî, stratejik ve ekonomik olarak pek çok yönden önemi büyüktür. İslâm orduları 648 yılında ilk deniz seferini Kıbrıs’a yaptı. Allah Resulünün (S.A.V.) halası Ümmü Haram bu seferde şehit düştü. Bugün, Larnaka’da medfundur. Kafkaslar, Balkanlar ve özellikle Orta Doğu ve Filistin’in güvenliği Kıbrıs’la yakından ilgilidir. 1699 Karlofça Antlaşması’ndan itibaren hep toprak kaybederken; Kıbrıs Barış Harekâtı’yla stratejik bir zafer kazandık.
Kıbrıs’ta yaşanan uzun katliamlar sürerken, Batı’nın etkisindeki hükümetler Kıbrıs’a çıkarma yapma kararı alamadılar. 1974’te Makarios’a darbe yapılınca, Rumlar Kıbrıs’taki zulümlerini artırdılar. Köylere saldırdılar; ateşe verdiler; büyük katliamlar başlattılar. CHP-MSP Koalisyon Hükûmeti döneminde, Başbakan Ecevit’in konuyu görüşmek üzere 3 günlüğüne İngiltere’ye gitmesi üzerine, Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan, “Başbakan Vekili” sıfatıyla Kıbrıs Barış Harekâtı kararı aldı.
Zaferin kazanılmasında, “Batı’ya rağmen” büyük dirayet gösteren cesur kararı sebebiyle, yazımı Erbakan’ın anlattıkları üzerinden sürdüreceğim. Muhterem Erbakan Kıbrıs’ın yabancıların eline geçmesiyle oluşacak güvenlik tehlikesini şöyle anlatır:
“Kıbrıs, Karpaz Yarımadası’yla elini Türkiye’nin bağrına uzatmış, Türkiye’nin koynunda bulunan bir adadır. Bu ada, maazallah yabancıların eline geçecek olursa, buradan Anadolu’ya sıçramak, buradaki hava üslerinden Anadolu’nun her yerine süratle ulaşmak çok kolay mümkün olur. Hatta, buradaki orta menzilli füze rampalarıyla, Anadolu’nun çeşitli........