Köprü müteahhidine 2,8 milyar yerine 14 milyar bulunabiliyor ama konu anneye gelince üç kuruş bile çok görülüyor

Aslında bu konuya 17 Kasım 2025 tarihli köşe yazımda, “Niye dört, niye beş olmasın? demek kolay; ama aile yoksullukla boğuşurken nüfus artışı mümkün değil” başlığıyla açık açık değinmiştim. O yazıda da ifade ettiğim gibi, nüfusun kendini yenileme oranının 1.48’e düşmesi tesadüf değildir. Gençler çocuk sahibi olmak istemediği için değil, çocuk büyütmenin ekonomik maliyetine güç yetiremediği için bu tabloyla karşı karşıyayız. Kiralar, kreş ücretleri, mama giderleri, ulaşım ve eğitim masrafları bugün bir ailenin omuzuna çökmüş en ağır yüklerdir. Böyle bir ortamda “neden çocuk yapmıyorsunuz” demek, hayatın gerçeklerine göz kapamaktır.

Bu ülkede genç bir çiftin aklına gelen ilk soru: “Çocuğa bakabilir miyiz?”
İkinci soru: “Geçinebilir miyiz?”
Üçüncü soru: “Anne işe dönemese ev nasıl dönecek?”

Eğer devlet bu sorulara güven veren bir cevap üretemiyorsa, nüfus tartışması da sadece bir şikâyetler listesi olmaktan öteye geçemez.

Bu nedenle çözüm çağrılarda değil, güçlü ve kararlı bir sosyal devlet politikasındadır. Lafla değil, hesaplanmış, sürdürülebilir ve aileyi önceleyen uygulamalarla. Nüfusu........

© Milli Gazete