Irak’tan Suriye’ye uzanan koridor, kardeşliği değil; kuşatmayı büyütüyor |
Türkiye bugün çok büyük bir gerçeğin tam ortasında duruyor: Sınırlarımızın hemen ötesinde, haritaları bizim için değil; bize rağmen çizen bir akıl var. Irak’tan Suriye’ye uzanan bir koridor, kardeşliği büyütmek için değil; Türkiye’yi kuşatmak, içeriden zayıflatmak ve ikinci Sevr’i hayata geçirmek için adım adım inşa ediliyor. Dahası, bu planın bazı taşları bizim topraklarımızdan taşınarak döşendi. Bu artık bir proje değil, fiilî bir durumdur.
Merhum Erbakan Hocamız otuz yıl önce TBMM kürsüsünde “Peşmergeler ağır silahlandırılacak, bu hazırlık Türkiye’ye karşıdır” dediğinde kimileri bunu abartı sandı. Bugün arşiv kupürleri, ABD açıklamaları, bölgesel harita çalışmaları ve istihbarat raporları, bu sözlerin uyarı değil; bil fiil tespit olduğunu ortaya koyuyor. Nitekim yıllar sonra açıklanan raporlara göre Türkiye’den 4.500 kişi PYD/YPG saflarına katıldı, PKK’nın dağ kadrosundan 4.000 militan Suriye’ye geçti. Yani toplam 8.500 militan Türkiye’den çıkıp Suriye’deki yapıya eklendi. Şimdi herkesin sorması gereken soru çok basittir: Bu insanlar hangi sınırdan geçti? Bu geçişlere kim göz yumdu? Bu tabloyu hangi devlet politikası mümkün hâle getirdi? Bugün “YPG terördür!” diye bağıranların önce bu sorulara cevap vermesi gerekir.
Bir Kürt devleti, hiçbir zaman Kürt kökenli kardeşlerimize saadet getirmez. İzmir’e, Ankara’ya, İstanbul’a pasaportla gidilecek bir düzen nasıl huzur getirsin? Geri kalmış, ezilmiş, ateist bir yönetimin Batı politikalarına oyuncak edilmiş kukla bir devletten kime hayır gelir? Federasyon da çözüm değildir, özerklik de. Çünkü mesele Kürt meselesi değildir; mesele Büyük Ortadoğu Projesi’dir. Mesele Arz-ı Mevdut’tur, Davut Koridoru’dur. Mesele........