Benim açımdan 23 yıl...

Siyasi iktidarlar, dönemlerinde gelişen olaylarla kaimdir.

Tıpkı insan ömrü gibi, terazinin bir kefesine sevaplar diğerine de günahlar konur.

Bir nevi muhasebe hesabı.

Ömrümüz kâfi geliyor 25 yıl öncesini hatta 30 yıl öncesini hatırlıyoruz.

O günkü dünyayı ve ülkemizin içerisinde bulunduğu siyasi ve ekonomik durumu da gayet iyi hatırlıyoruz.

Bir başkası açısından ekonomik olabilir ama bizim zaviyemizden bakacak olursak en büyük facialar siyasi olarak yaşandı…

Mesela Irak, 23 yıl önce Haçlı istilasına karşı direnen ve Türkiye’nin de imkânları mertebesinde yanında durduğu bir ülkeydi.

Evet, ülkeydi ama iktidar değişimi ile birlikte Irak işgal edilmiş bir İslam toprağı haline geldi.

Dünya tarihinde görülmemiş zulümler ve katliamlar yaşandı hem de burnumuzun dibinde.

Oradan yükselen feryatlar en azından bizim yüreğimizi parçaladı.

Amerika’nın yanında/yakınında olanların ise kulakları tıkalıydı.

Yine 23 yıl öncesine dönecek olursak, komşu ve kardeş ülke Suriye tek parça ve her türlü soruna rağmen parçalanmamış ve bölünmemiş bir İslam coğrafyasıydı.

Irak’taki hatadan ders almayan Amerika’nın eteğine yapışan güruh, bir kez daha elini kana buladı.

Çoluk çocuğun cansız bedenleri sahillerden toplandı.

İşgal tayfası durur mu Suriye’yi de parçacıklara ayırıverdi.

Bizim ise yine kanlı elimiz boş........

© Milli Gazete