Çevreleme, Vekâlet ve Doktrin Değişimi; Türkiye ve Orta Doğu
Soğuk Savaş’ın en belirgin stratejik doktrinlerinden biri, Amerika Birleşik Devletleri’nin düşmanlarını, rakiplerini çevreleme politikasıydı.
Bu yaklaşımın mimarı, 1947’de Foreign Affairs dergisinde “Bay X” imzasıyla yazdığı makaleyle tanınan stratejist George F. Kennan’dı. Kennan’a göre Sovyetler Birliği doğrudan bir savaşla değil, uzun vadeli bir kuşatma ve sınırlama politikasıyla zayıflatılmalıydı.
Bu fikir, kısa sürede pratiğe döküldü: NATO Avrupa’da, Asya’da, Orta Doğu’da çeşitli yapılanmalar kurarak veya CENTO gibi örgütleri destekleyerek Sovyet nüfuzunu çevrelemeyi hedefledi. ABD, böylece doğrudan savaşmadan, müttefik ağları ve ekonomik yardımlarla geniş bir kontrol alanı inşa etti.
Bugün, aradan 70 yıl geçmesine rağmen, bu mantığın farklı biçimlerde hâlâ sürdüğünü görüyoruz.
Ancak bu kez çevrelenen taraf, İran.
İran’ın Karşı Doktrini: Vekâlet Gücü Ağı
İran, 1979 Devrimi’nden sonra Batı blokunun kuşatmasına karşı “asimetrik savunma” anlayışını benimsedi.
Bu anlayış, doğrudan savaşmaktan çok, bölgesel vekâlet güçleri üzerinden stratejik derinlik kazanma fikrine dayanıyordu.
Lübnan’da Hizbullah, Irak’ta Haşdi Şabi, Yemen’de Ensarullah ve Suriye’de Esad rejimi dönemi bağlantılı güçler bu ağın temel unsurları oldu.
Bu model, İran’a kısa vadede etkili sonuçlar getirdi:
ABD’nin Irak işgalinden sonra oluşan boşlukta Tahran etkinlik kazandı. İsrail’in çevresinde İran yanlısı güçler konumlandı. İran kendi çevreleme politikasını geliştirdi. Bölgesel caydırıcılığı arttı.
Ancak son yıllarda tablo değişti.
Bu vekil yapıların bazıları artık kontrol edilmesi zor, maliyeti yüksek ve diplomatik açıdan yük getiren aktörlere dönüştü.
Yani İran, kendi kurduğu denklemde zorlanmaya başladı.
Haziran 2025 Savaşı ve Doktrine........© Milli Gazete





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein