menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bir şehrin ruhuna vakıf olmak için

16 0
30.11.2025

Geçtiğimiz yıllarda önemli bir bürokratın kızı üç çocuğunun fotoğrafını, bir not eşliğinde paylaştı. Büyük kızının 13 ülke gezdiğini, ortancanın pandemi nedeniyle ancak 2 ülkeye gidebildiğini, en küçüğünün ise, "Euro 30 TL maalesef, sen de cennet vatanımızda nereleri görebilirsen artık. Hiç sesini çıkarma."

Bu sözlere insanlar kızdı, “Nereden geliyor bu zenginlik” diye söylendi.

Fakat benim dikkatimi asıl çeken fakirlik, ,hazine kıymetindeki ülkemiz şehirlerinin es geçilmesi idi. Elbet Avrupa, Asya, Afrika, Amerika görülmeli lakin önce kendi memleketimiz.

Ülkemizin her bir şehrinin tarihî yapısallığı, sanat harikaları, doğal güzellikleri, nefis iklim farklılıkları; çam, ardıç, ladin havaları bulunmakta.

Önceki gün sağlık ocağına atanan doktorumuza, hoş geldiniz diyorum, “Kesinlikle hoş geldim Erzurum cehenneminden, cennete geldim” dedi.

Siz cehennem gözlerle bakarsanız ateş gibi yakan buz soğuklar görürsünüz. O havanın mis gibi temiz olmasının ayrıcalığını bilmeniz gerekir. Elbet İstanbul olamaz hiçbir şehir. Fakat her şehrinde kendi lisanı, türküsü, albenisi, vefası, hatıraları bulunmakta.

Çok şükür son senelerde gençler rehberler eşliğinde İstanbul’u gezmekteler, Kars treni ile doğu turu yapmaktalar. Terörün pis laneti ortadan kalktıktan sonra Hakkâri dağlarında açan çiçekleri gördü çocuklarımız.

Bir şehirde çay içiyorum, garson çocuğa........

© Milli Gazete