En güzel aşk şiiri olan “Monna Rosa” adeta ete kemiğe büründü.
Emine Öte Hanım, çok kıymetli bir kitap kaleme almış;
“Mahrem Şiir, Monna Rosa”.
İmzalayıp bana göndermiş.
Kitap adeta bir belgesel niteliğinde.
Yüzyılın en güzel şiirinin şahsına yazıldığı Muazzez Akkaya’nın 1930’da başlayan doğumu ile o yılların yoksullukları, Muazzez Hanım’ın ailesi, çocukluk ve gençlik yılları, tahsil hayatı, üstad Sezai Karakoç ile sınıf arkadaşlıkları, şu andaki yaşamı gayet güzel anlatılmış.
Kitabın bir film hatta dizi olma potansiyeli oldukça yüksek.
Bir solukta okuduğum kitaptan eşi dostu haberdar ettik.
Bizim gençliğimiz bu şiirin efsunu ile öylesine büyülenmişti ki.
Henüz 19 yaşında bir genç olan Sezai Karakoç’un, 1952’de yazdığı bu şiir, yüklendiği manalarla 70 yıldır aşılamadı.
Aşılması da çok zor nitekim.
Emine Öte, Muazzez Hanım’ın hayatını çok güzel anlatmıştı.
Kendisinden rica ettik, acaba bu şiirin kısmen de olsa sahibesi ile bir yerde buluşabilir miydik?
Sağ olsun, buluşmayı sağladı.
O gün eşim de, ben de çok heyecanlıydık.
En sevdiğimiz şairin sevdiği kadınla tanışacaktık.
Efsanelere konu olmuş, hakkında gerçek dışı bir sürü şeyler uydurulmuş Muazzez Hanım ile........