“İman ettim” demek, ancak dille ikrardır.
Asıl olan, kalbin imanla süslenmesi ve yediveren çiçeği gibi, 365/24 iman nurunun kandili olmaktır.
Saçımızın en uzun telinden tırnağımıza kadar iliğimizden hücrelerimize kadar, imanın gezinen haline bürünmektir.
Hazreti Ali’nin diliyle anlatılan Sevgili Peygamberimizin Hılye/şeklini, şemailini bir okuyuverin.
Sevgili Peygamberimiz, Müslümanların en hayırlısını tarif ederken:
“Size en hayırlı olanınızı haber vereyim mi?” dedi.
“Evet Ya rasülellah” dediler.
“Görüldüğü zaman Allah’ı hatırlatandır. Allah’ın kullarının en şerlileri, laf taşıyanlar, dostlar arasını açanlar ve tertemiz insanları Anete/günaha, hataya, zinaya, faize, rüşvete, sıkıntıya, bunalıma sokmaya çalışanlardırlar” buyurdu. (İbni Mace, Sünen, K. Zühd, bab 4, Ahmed, Müsned, Esma binti Yezid el Ensarı hadisi, Metin, Ahmed’in rivayetidir. Buhari, Edebü’l Müfred, Hadis no 323)
Daha önce bu sütunda Yusuf Aleyhisselam’ın neslinden, İsrail oğullarından, Beni Kaynuka Yahudilerinin hahamı olan Husayn isimli zatın Sevgili Peygamberimizi Medine’ye hicret günü karşılayanlar arasında olduğunu ve mübarek yüzüne bakınca, bu yüzün yalancı yüzü olmadığını söylemiştim.
“Peygamber (Allah’ın selamı onun üzerine olsun) Medine’ye gelince insanlar koşarak onu görmeye gittiler.
Koşarak gidenler arasında ben de vardım. Ben onun yüzünü araştırdım. Bildim ki, onun yüzü yalancı yüzü değildi. Ondan ilk duyduğum söz:
Selamı yayınız,
Yemek yediriniz,
Akrabalık bağlarını kuvvetlendiriniz,
İnsanlar uyurken gece namaz kılınız,
Ve Cennete selam/selametle giriniz.”
(Tirmizi Sünen, K. Sıfat’ül-Kıyamet ve’r-Rikak bab 42, İbni........