“Yönetici” dediğimizde kimler aklımıza gelir sorusunun cevabı, herkese göre değişir ama çok azımız, kendimizin de yönetici olduğumuzu unuturuz.
Hâlbuki biz, ilk önce kendimizin yöneticisiyiz.
Aldığımız havayla, içtiğimiz suyla, aldığımız gıdayla tenimizin sağlığını yönetiriz.
Beş vakit namazda abdest alarak, Cuma günleri banyo yaparak, eşimizle cinsel ilişkiden sonra yıkanarak temizliğimizi yönetiriz.
Kendimizi, yaratanın kurallarına göre yönetmekle emrolunmuşuz.
Nefsimizin, şeytanımızın veya şeytanlaşmış insanların kriterlerine göre kendimizi yönetmeye kalkarsak cehennemin dibini boylarız.
Rabbimiz buyurur:
“Ey iman edenler, kendinizi ve ailenizi ateşten koruyun ki, onun yakıtı insanlar ve taşlardır. Onun (ateşin) üzerinde kaba ve güçlü melekler vardır. Allah'ın onlara emrettiklerine karşı gelmezler ve emredilenleri yaparlar.” (Tahrim süresi ayet 66/6)
Erkek-kadın ayrımı yapmadan, “Ey iman edenler” diye başlayan ayet, önce kendimizi yaratanımızın istediği şekilde yönetirken sorumlu olduğumuz ailemizi de aynı şekilde yönetmekle sorumluyuz.
Kadın-erkek herkes, ilk önce kendisini haramlardan koruyacak ve helal sınırlarını aşmamaya dikkat ettikten sonra sorumlu olduğu ailesini koruyacak.
Bulaşıcı hastalıkların kol gezdiği günlerde doktorlarımız, tedavi için önce kendilerini aşılarlar, sonra diğer insanları aşılamaya yönelirler.
İşte biz de önce........