İlk, orta, lise ve üniversitede, çevre etkisiyle, bazı fraksiyonlara katılan gençlerimizin, aileden, adet, gelenek ve ananelerden getirdiği ve hayatının yüzde kırkını koruyan İslam anlayışında hepsi beraber iken, aldıkları öğretim, onların hayatının yüzde yetmişini işgal eder ve etkili olan da budur.

Sağa, sola savrulanlar, muhafazakâr kalanlar, ulusalcı, milliyetçi olanlar, aynı okulda aynı adamlardan aynı bilgileri aldıklarından bir makama geldiklerinde sloganları ayrı olsa da aynı bilgiyi uygularlar.

Dünyanın en ünlü fakültesinde ekonomi dersi alan sağcı, solcu, muhafazakâr, ulusalcı, milliyetçi… öğretim üyelerinin bildikleri hep aynı olduğundan yapacakları da aynı olacaktır.

600 seçilmiş insanımız, ayrı partilerden, ayrı sloganlarla gelmesine rağmen, yemin merasiminde, 1960 Anayasası’nda CHP’nin altı okunun kanunlaşmış halini hepsi itiraz etmeden okuyorlar.

27 Mayıs 1960 darbesi günü, kutlamadan kaldırılsa da, seçimi CHP kaybetse de, onların altı okla koyduğu ilkeler üzerine and içerek başlıyorlar.

1980 darbecileri bu ilkeleri koruyarak, birkaç tane ilave etmişler ve şimdi edilen and odur.

Yapacağımız iş:

Kimse, kimseyi suçlamadan, bir Müslüman olarak, önce bildiğimiz kadarıyla, kendi üzerimize düşen görevi yerine getirmektir.

Bu günden itibaren köyün ve mahallenin dervişiyle berduşuyla yakın ilişki kurmaya,

İmanla süslenmiş gönülden gelen kelimelerle konuşmaya,

İmanın çıkış yerlerinden olan gözlerle güzellik saçmaya, merhametli olmaya, saygın davranmaya ve güven vererek bakmaya,

Hakkı dinlemek için verilen kulaklarımızı yalana, iftiraya, gıybete kapatmaya,

Aklımızı, şirke, kâfirliğe, kötülüklere karşı bağlamak, imana, İslam’a, hayırlara, iyiliklere sevk etmek için indirilen kitabımız Kur’an-ı Kerim’i, Allah celle celalühün elçisi Muhammed aleyissalatü vesselamın anladığı ve uyguladığı şekilde aklımızı kullanmaya çalışalım.

Önce ailemizden başlayarak, her gün bildiğimiz bir İslami kuralı ailede hatırlayıp uygulamasını yapmaya çalışalım ve akşam onun değerlendirmesini günlük yaşantımızda nasıl bir etkisi olduğunu konuşarak ikinci kurala geçelim.

Camide farz namazlarını kılarken omuz omuza verdiğimiz Müslümanlara, selam verirken iyice dikkatle izleyelim.

Özellikle büyük şehirlerde sizin mezhepten olmayan, sizin tarikattan olmayan, sizin partiye karşı olan… insanlara namazınızda selam vererek farz namazınızı bitiriyorsunuz; sonra ona dışarıda selam vermeyi ihmal ediyorsunuz.

Namazın sonunda verdiğiniz selam, yalnız camidekilere değil, sağınızda kalan 179 meridyende yaşayan her ırktan, her renkten, her dilden ama aynı dinden olan Müslümanlara selam veriyorsunuz.

Sola selam verirken de yine 179 meridyende yaşayan bütün Müslümanlara selam veriyorsunuz.

Namaz kılarken, dua ederken frekansınıza, servet, şöhret, saltanat, makam, para, pul cızırtısı karıştırmamaya dikkat edebilirsek en uzaktaki kardeşimizde etkili olabiliriz.

Cep telefonunuzdan gönderdiğiniz “Selam” kelimesi, aynı anda en uzak yerdeki tanıdığınızın telefonuna ulaşmasından daha hızlı ulaşır sizin gönlünüzden gelen, dilinizle söylediğiniz selam.

Bir ismi de “Selam” olan Allah celle eclalühten başkasına teslim olmamaya çok ama çok dikkat edelim.

QOSHE - Malzeme Bu - Mahmut Toptaş
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Malzeme Bu

13 0
06.06.2023

İlk, orta, lise ve üniversitede, çevre etkisiyle, bazı fraksiyonlara katılan gençlerimizin, aileden, adet, gelenek ve ananelerden getirdiği ve hayatının yüzde kırkını koruyan İslam anlayışında hepsi beraber iken, aldıkları öğretim, onların hayatının yüzde yetmişini işgal eder ve etkili olan da budur.

Sağa, sola savrulanlar, muhafazakâr kalanlar, ulusalcı, milliyetçi olanlar, aynı okulda aynı adamlardan aynı bilgileri aldıklarından bir makama geldiklerinde sloganları ayrı olsa da aynı bilgiyi uygularlar.

Dünyanın en ünlü fakültesinde ekonomi dersi alan sağcı, solcu, muhafazakâr, ulusalcı, milliyetçi… öğretim üyelerinin bildikleri hep aynı olduğundan yapacakları da aynı olacaktır.

600 seçilmiş insanımız, ayrı partilerden, ayrı sloganlarla gelmesine rağmen, yemin merasiminde, 1960 Anayasası’nda CHP’nin altı okunun kanunlaşmış halini hepsi itiraz etmeden okuyorlar.

27 Mayıs 1960 darbesi günü, kutlamadan kaldırılsa da, seçimi CHP kaybetse de, onların altı okla koyduğu ilkeler üzerine and içerek başlıyorlar.

1980 darbecileri bu ilkeleri koruyarak,........

© Milli Gazete


Get it on Google Play