İki pislikten birini seçme özgürlüğü

İki ateş arasında kalmışız ve iki pislikten birini seçmek sorunda bırakılmışız.

Gazze’deki kardeşlerim, kâfir kurşunuyla şehit edilirken, dünyanın geri taraflarında yaşamaya çalışan kardeşlerim, aynı kâfirin para politikasıyla faiz alıp-vererek Allah’a ve Resulüne savaş ilan etme durumuna zorlanmışız.

Rabbimiz, faizle alış-veriş yapanların aslında Allah’a harp ilan etmiş olduklarını şöyle haber verir:

“Eğer böyle yapmaz (faizi bırakmaz)sanız Allah'a ve Resulüne harp (açtığınızı) bilin. Eğer tevbe ederseniz ana sermayeniz sizindir. (Böylece) haksızlık etmemiş ve de haksızlığa uğramamış olursunuz.” (Bakara süresi ayet 2/279)

Gazze’de kâfir kurşunuyla ölmek mi, dünyanın herhangi bir yerinde faiz alıp-vererek Allah’la savaşa devam etmek mi daha kötü?

Rabbimiz, Büruc süresinde, Hıristiyanların tahrif edilmemiş İncil’e göre hareket ettikleri bir zamanda, Yahudi kralı, baskılardan başarı elde edemeyince, şehrin meydanına büyük hendekler kazdırıyor, içerisine iyi yanan ağaçlardan atıyor ve büyük alevler meydana gelince Hazreti İsa’ya iman edenleri ateş çukurlarına attırıyor.

Kendinizi o dönemin Mekke’sinde düşünün veya Mekke şartlarında yaşayan bugünkü Müslümanları düşünün.

İslâm’a göre yaşamak istiyor, “Hayır, yaşayamazsın” deniliyor. İslâm’a göre ölmek istiyor. “Hayır İslâm’a göre ölemezsin de” deniliyor.

Ancak ölürsen........

© Milli Gazete