menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ağabey diyor ki gül-i gülzâr olup hâr olmamaktır

8 1
13.11.2025

Günümüz siyasetçileri gönül almak için değil, gönül kırmak için konuşup durmaktadır. Bu sebeple de huzursuzluklar tavan yapmış durumdadır. Hakkı anmaktan gafil olan gönül, cehlin ve gafletin karanlık zindanlarında kalmış demektir. Böyle insanlardan millete ve memlekete fayda gelmez.

Bunların, Nevzat Karataş’ın dediği gibi:

“Sahtekârlık mesleği, haramlar sermayesi.”

Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa (ve icraata) verecek cevabım var. Lakin bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım, adam mı diye” der Hz. Mevlâna… Malum, akıl hak ile gönül aşk ile kuvvet bulur. Çünkü akıl vezirdir, gönül ise padişahtır.

Bu çeşme ne güzelmiş, su içecek tası yok,

Kırma insan kalbini, yapacak ustası yok.

Ama siyasilerin, idarecilerin böyle bir derdi yok. Onlar konuşur, yalan söyler, maalesef de alkış alır. Bunu anlamakta zorlanıyoruz. Oysa: “Nazargâh-ı ilahîdir, yıkma kalbin kimsenin” demişler. İnsaflı gönül haksızlıklara dayanamıyor. Onun için ayaklanıyor. Hırsızlık yapanlara hırsız demekten de geri duramıyor.

Malum, denir ki:

Şikâyetler güldendir,

Güle sor bülbüldendir.

Ne güldür, ne de bülbül,

Derdimiz gönüldendir.

Biz de gönülden şekvadarız. Olaylara bigâne duramıyoruz ve haksızlık yapanlara karşı da ayaktayız.

Namık Kemal der ki:

“Bâis-i şekvâ bize hüzn-i........

© Milli Gazete