Yapılmasını istemediğin
Hayat olarak tanımlanan süreç içinde her insanın, her bireyin, her kişiliğin kendine özgü arzuları, hayalleri, umutları, beklentileri, zevkleri, mutlulukları vardır. Bunları kimileri açıkça, sıkça ve ısrarla dile getirirken, kimileriyse böyle yapmadan kendi içlerinde, zihinlerinde barındırıp korurlar. Her nasıl olursa olsun, insan, bilincinde olsun veya olamasın, bütün bunlar sayesinde yaşadıklarına kendince bir anlam yükler ve ona göre hareket etmeye çaba gösterir.
Doğal olarak, söz konusu durumlar, bir yanıyla tasavvur veya tasarım olarak, öbür yanıyla gerçeklik şeklinde nitelendirilebilir. Bunlar arasında gerekli, anlamlı, yerine göre zorunlu bir ilişki ve denge kurulması kaçınılmazdır. Eğer kurulan ilişki ve denge birbirini tamamlamıyorsa, bir bakıma kendi içinde bir uyum sağlayamıyorsa, hayatın akışı da olması gereken anlamdan ayrı düşebilir, hatta çelişebilir ve çatışabilir. O takdirde hayat, sadece anlamsız bir tasarım ve gerçeklik olarak kalmaz, üstelik o insan için çekilmez ve taşınamaz bir yüke, anlama ve değere dönüşür. Bu durumda, sadece hayat değil, o........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein