Siyasette Söz ve Tutum

Siyaseti insani ve toplumsal bir olgu olarak tam kavrayabilmek için, onun sadece bir olgu olduğuyla yetinmemek gerekir. Çünkü son çözümlemede siyaset, insani eylem ya da davranış ile ilgilidir. Bir başka ifadeyle, soyut anlamında insanın eylemi veya davranışı siyaseti de içkindir. Eylemi veya davranışı, salt olgu olarak ele aldığımızda, adeta doğal bir olgu kapsamına indirgemek gibi büyük bir yanılgıya düşmek kaçınılmazdır. Kaldı ki, herhangi bir doğal olgu, insan iradesiyle ilişkilendirildiğinde, yine doğal olgu içeriği ortadan kalkmasa da, onun dışında bir başka öğe işe karıştığı için farklı tanımlanmaya, değerlendirilmeye, yorumlanmaya ve sonuç çıkarılmaya elverişli konu haline getirilmiş olur.

Bu bağlamda, siyaset olarak tanımlanan insani eylem veya davranış, aslında kendi dışında başka bir öğeyle kavranılma, yorumlanma ve değerlendirilme konusuna dönüştürülür. Onun için, siyaset, salt bir insani ve toplumsal olgu düzeyinde tanımlanıp kavranılmayarak, ayrıca bir değer düzenine taşınmak durumundadır. Gerçekte, herhangi bir eylem veya davranışa siyaset anlamı yüklediğimizde, kaçınılmaz olarak bir değerler düzeni anlamını da aktarmış oluruz. Bu bakımdan, herhangi bir düşünce sisteminin, herhangi bir inanç sisteminin veya bir dünya ya da ideoloji sisteminin mahiyetini kavramaya yöneldiğimizde, somut ve anlaşılırlığını onun siyaset olgusunu tanımlamasında ve kavrayışında çıkartabiliriz. Sözgelimi siyaseti salt iktidara veya kuvvete ya da bir takım ayrıcalıkların elde edilmesine indirgeyen bir anlayış, elbette siyasetin kendine özgü bir çıkarımıdır,........

© Milli Gazete