Hukukun varlığı-II

Güçlü-kuvvetli birisinin bir çocuğu veya ondan zayıf birisini dövmesine, insanların yürüdüğü kaldırıma bir aracın konulmasına, balkondan veya pencereden sokağa çöp atılmasına, yolculuk esnasında bağıra çağıra konuşulmasına, bir kişinin bir kediye veya köpeğe eziyet etmesine, kırmızı ışıkta insanlar beklerken birisinin karşıya geçmeye çalışmasına, alışveriş yaptığımız marketin aşırı fiyatla satış yapmasına vb. gibi davranışlara karşı kendiliğinden ya da doğal olarak tepki gösterirler insanlar. Benzer tepkiler başka davranışlarda da söz konusu olabilmektedir. Eğitim çağına gelmiş çocuğunuzun okula kaydının yapılmamasına, nedensiz elektriğinizin veya suyunuzun kesilmesine, arsanızın veya arazinizin üzerine başkası tarafından bina yapılmasına, yayınladığınız bir kitabın yasaklanmasına, çalıştığınız kamuda aynı işi yapan bir diğerine fazla ücret verilmesine vb. farklı şekilde olsa bile tepki gösterilir. Kısaca insanlar yaşadığı, hatta öldükten sonra da davranışları, eylemleri, durumu, konumu hukukun konusudur. Sağ veya ölü doğumu şartıyla, ana karnına düştüğü andan itibaren ölümüne kadar o insan hukukun muhatabıdır, öznesidir. Bir başka ifadeyle, hak, görev, yükümlülük ve sorumluluk sahibidir. Elbette günlük yaşayış içinde gerçekleşen davranışların hukukun ilgili kuralına uygun olup olmadığını o anda belirlemeğe gerek yoktur, zaten böyle bir tutum da........

© Milli Gazete