Sözün en güzeline uymak

Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.

İnkârcı Siyonist Yahudiler, müşrik Siyonist Hıristiyanlar, işbirlikçi münafık adı Müslümanlar, sözün en kötüsüne itibar ettikleri için, yönettikleri dünyayı yaşanmaz hale getirdiler. Kuvveti, çoğunluğu, çıkarı, imtiyazı hak sebebi saydılar, üstün ırk inancı diye bir şey uydurup, havrayı ve kiliseyi bu inancın merkezi yaptılar. Üstün ırkın dışında kalan, insanlık âlemi için; “onlar üstün ırk için, insan suretinde yaratılmış hayvanlardır, görevleri üstün ırka kölelik yapmaktır” şeytan sözüne uyarak dünyayı geçmişte kana buladılar, şimdi de elbirliği ile Gazze’de kan akıtmaya, çocuk ve kadın öldürmeye doymuyorlar. İki buçuk milyarlık İslam âlemi başta olmak üzere, insanlık âleminin çoğunluğu, bu zalim üstün ırk karşısında, eceline razı olmuş kasaplık koyun gibi beklemekten başka bir şey yapmıyor. Hâlbuki İslam ve insanlık âlemi sözün en güzeline uysalar, orada emredilen aksiyonları ortaya koysalar, içinde yaşadığımız ve imtihan edildiğimiz yeryüzünde, üstün ırkçıların kurduğu “zulüm dünyası” yerine “yeni bir saadet dünyası” kurulmuş olurdu. Bütün insanlık da o zaman, adalet ve refah içinde yaşardı. Zalimlere karşı mücadele, temenniler ve kasıtsız dualarla yürümüyor, aksiyonlarla yürüyor. Sözün en güzeli Allah kelamı Kur’an ve Peygamber sözü sünnettir. Kur’an bütün insanlık için bir hidayet, sünnet ise rehberdir, hidayet yolunu irşat eden kılavuzdur. Müslüman; Kur’an’a ve sünnete, emir ve yasaklarına, telkin ettiği adil düzene teslim olmuş kimsedir. Bu teslimiyetin mahiyeti de, şekli de bellidir. Bu teslimiyetin içinde din ve düzen olarak İslam’a iman vardır. Bu teslimiyetin içinde İslam’ı bütün insanlığa tebliğ etmek ve davet vardır. Bu teslimiyetin içinde marufu emretmek, bütün kötülükleri, münkeri engellemek vardır. Bu teslimiyetin içinde İslam’ı din ve düzen olarak hayat ikame etmek........

© Milli Gazete