Bismillahirrahmanirrahim
Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.
Ağlayın, su yükselsin, belki kurtulur gemi, bu fenada bir garipsin, gülme gülme ağla gönül, derdin dahi çoktur senin, gülme gülme ağla gönül. Gözyaşı, gamdır, kederdir, aşktır, sevgiliye hasrettir. Dur yolcu, gel beraber ağlaşalım, bu dert bir kişinin kârı değil, paylaşalım. Gözyaşları ile yıkanan yüzden daha temiz yüz olamaz. Gözyaşları ile demiri bile eritebilirsiniz ama katı kalpli insanları eritemezsiniz. Öz ağlarsa göz de ağlar demişler. Âşık için gözyaşı, gülümsemeden daha tatlıdır. Ne hikmettir, şu dünyaya gelen ağlar, giden ağlar. Babaya ve kocaya karşı ağlamak, çocukla kadının silahı ve tuzağıdır. Ağlayanın bir derdi var, gülenin beş. Çok gülenin heybeti azalır. Her şeye gülmek deliliktir, hiçbir şeye gülmemek de kuşkusuz budalalıktır. Gülümsemek, çoğu zaman gözyaşlarımızın maskesidir. Peygamberimiz buyuruyor: “Ne mutlu diline hâkim olana, evi kendisine geniş gelene, yaptığı suçtan pişman olup ağlayana.” Ağlamak; mahzun olup Allah korkusundan yahut herhangi bir dert, tasa, acı, ümitsizlik, bazen de sevinçten dolayı gözyaşı dökmektir. Biz Müslümanlar, ağlanacak halimize gülüyoruz. Böylelikle İslam ile savaşanlar, Siyonizm, ABD ve bütün Batı hakkımızdan geliyor. Bu şer güçlerle harp edenler ise şehit oluyor ama ölmüyor. Kur’an’da kâfirlerin katı kalpliliğine işaret edilmiş, Allah korkusundan ağlayan yumuşak kalpli, merhametli müminler cennetle müjdelenirken; katı yürekli kâfirlerin cehenneme gideceği haber verilmiştir.
BENİ İSRAİL
Bakara 74: “Ama bütün bunlardan sonra kalpleriniz katılaştı, kaya gibi hatta daha da sert oldu. Çünkü unutmayın öyle kayalar var ki, içinden ırmaklar fışkırır ve öylesi de var ki, yarıklarından su çıkar; bazısı da Allah korkusuyla yerinden kopup aşağı yuvarlanır. Allah yaptıklarınızı bilmez değil ki.” Bu ayette Beni İsrail’in kalplerinin katılığı anlatılır ve müminlerin aynı duruma düşmeleri işaret yoluyla yasaklanır.........