MİLLİ GÖRÜŞ TARİHİ-21 Batılın Gözyaşları Hangi Demirel akıllı

Şimdi falanca başını oynattı, gözünü oynattı, para vermeyi düşünecek galiba, falanca gidecek, filanca gün falanca geliyor! Bu filmin adı: ‘Batılın Gözyaşları’ Biz bu filmi tanıyoruz arkadaşlar. Biz aynı filmi iki sene önce gördük. Şimdi bize aynı filmi oynatıyor. Aynı filmi oynatıyor, ama bu filim “Batılın Gözyaşları.” Filim bu. Bu filmi tanıyoruz. Bunun ustası var, rejisörü var, aktörleri var. Bakalım hanginiz daha başarılı oynayacaksınız! Heyetler gitti, geldi, Mathoffer geliyor, öbürleri gidiyor, şu geliyor, bu geliyor. Allah! Dinle.

TRT’nin işi gücü ne? TRT’nin işi gücü. Meşhur vergi kanunu. O gün akşamleyin ballandıra ballandıra anlattın. Vaktiyle ustaların da öyle yapmıştı. Şoförü konuşturur. “Aman efendim, geç kaldı. Biz bu vergiyi bekliyorduk zaten. Yaşasın varolsun” dedirttirir. Meğer bu vergi kanunu ne kadar, ne kadar büyük bir ferahlıkmış. Böyle ilâçlar varmış da kimsenin haberi yok. Hale bakın siz! Hem vergi getiren, hem de vergiyi ferahlık diye ilân eden hiç başka bir zihniyet gördünüz mü aziz kardeşlerim? Şu hale bakınız!.. 115 milyar görüntülü vergi! Arkasından ne çıkacak belli değil!

Çünkü bir takım katsayıların yetkileri Bakanlar Kurulu’na bırakılıyor. Ufacık gösterelim de, sonra istediğimiz kadar büyütelim. Bak ustaları biliyor, arkadaşlarınız da biz biliriz onu diyor, biz biliriz diyor. Hele bir kere koyalım bu vergiyi sonra büyütmesi kolay. Şimdi 115 milyar gösteriyor, 115 milyar yeni vergi getirecek, aman efendim bu kurtuluşmuş, ferahlıkmış. Bunu da ciddî ciddî çıkıp televizyonda konuşuyorsunuz. Hadi bakalım, İnşaallah televizyona beraber çıkacağız konuşacağız.

Bu 6 adıma ilâveten 7’ncisi de lâf, boyuna pansuman, boyuna pansuman! Ferahlık gelecek, iyilik gelecek! Merak etmeyin, bu kinindir, şu sıtmadır, bu şudur, bu budur, meğer neymiş bunlar!.. Lâf kısmında millet neyle aldatılıyor? Milletin aldatıldığı şu: Bu kararlar niçin alınmışmış? Efendim, biz Kasım ayında felç devraldık. Şu devir teslimlerinize bakın! Doğru, çünkü siz birbirinize enkaz ve felçten başka bir şey devredemezsiniz. Ama burada önemli bir nokta var. Geçen sene sayın Ecevit “Ben enkaz devraldım” dediği zaman sayın Demirel ona “Niye böyle söylüyorsun, itibarımızı düşüreceksin” diyordu. Şimdi kendisi “Felç aldık” diyor. Ne hikmetse felç itibar düşürmezmiş, enkaz itibar düşürürmüş.

Bu kararları almakla ne olacakmış? Bunun için söyledikleri nedir? 1– Ferahlık gelecek, ekonomi işlemeye başlayacak. 2– Gelirleri de artıracağız, eşel-mobili getiriyoruz. 3– Vergilerde ferahlık getireceğiz. 4– KİT’ler artık zarar etmeyecek, daha yukarı noktada bir denge kuracağız. 5– Kömürün parasını kömürü kullanana ödetmek adalettir. Allah Allah!..

Hangi Demirel akıllı?

Şimdi aziz kardeşlerim, elimizi vicdanınıza koyun. İki sene evvel biz beraber hükümettik. Gübrenin fiyatını düşürdük 1975 yılında. Sayın Demirel hemen koştu Bakanlar Kurulu’ndan dışarıya bir pehlivan edasıyla “Arkadaşlar, sübvansiyon yapılacak tek şey varsa bu da gübredir. Köylümüzü düşüneceğiz, elbette gübrenin fiyatını düşüreceğiz” dedi. Şimdi ise “Gübrenin parasını tabii köylü ödeyecek, kim ödeyecek” diyor. Hangi Demirel akıllı?.. İki sene önceki Demirel mi akıllı, bugünkü Demirel mi akıllı?

Bizim yanımızda başka konuşuyorsunuz, ikiniz de. Bizden ayrıldınız mı foyanız çıkıyor meydana! O da vaktiyle Kıbrıs fatihi kesilmişti, hatırlıyorsunuz ya! Sonra da Maraş’a tel duvar utanç duvarı çekti. Şurayı bilmem şuna verecekmiş, sanki babasının çiftliği! Sayın Demirel de bizle beraber olduğu zaman “Kardeşim İmam-Hatip Okullarını biz açtık” Köy köy dolaştı böyle dedi. Hani bu sene kaç tane açtın bakayım? Biz ortak iken Ocak ayında imam Hatip Okulu açmıştık.

1977 senesinde Samsun meydanında, teypler var bizde, kendisi hükûmetin başkanı; “Ey millet sakın bu ağır sanayiye aldanmayın, bunun parası, pulu yok” diyordun. 1979’da baktın ki bu Millî Selâmet’in ağır sanayiinden başka kurtuluş yok, “Bu ağır sanayiin altında bizim de imzamız var arkadaşlar” demeye başladın.

Efendim işçi dövizi 1,7 milyar olacak diyor, sonra rötuşlar başlıyor. Bilmem ihracat 2 değil, 2,5 milyar olacak, şu olacak, bu olacak, indir, indir, indir, beş milyar dolar dış borçtan daha aşağıya indiremeyiz. Ne zaman alacaksın bunu? Efendim bir ay sonra gelecekmiş de bir milyon doları konuşacakmış, üç ay sonra bilmem ne kurulu toplanacakmış, sene geçecek, kaş oynattı, göz oynattı deniyor. Bu bütçe patlatacak. Bakınız daha geldiği günden itibaren hemen komisyonlarda patlamaya başladı, doğarken patlıyor. Bütçede 300 milyar açığınız var. Şimdi bu 300 milyar bütçedeki hakiki açığı ne ile kapatacaksınız? Buraya gelip methiyeler okuyarak mı?

Efendim, “Ecevit şu kadar para bastı” diyorsun. Sen de basacaksın. Niye?.. Aynı kulübün üyesisin çünkü. “Ecevit, şu kadar müteahhite para ödemedi” Sen de ödemeyeceksin, “Ecevit şu kadar köylünün parasını ödemedi” Sen de ödemeyeceksin, haber veriyorum. Ödeyemiyorsun zaten, ödedin mi? Bak çay parasını bekliyor köylü, pancar parasını bekliyor, bekliyor, bekliyor, hiçbirini........

© Milli Gazete