“Hiç alırız! Hiç satarız! Hiç alırız! Hiç satarız! Hiç alırız! Hiç satarız!”

Bu replik Tabii Platformundaki “Hay Sultan” isimli diziden yani Abdulkadir Geylani’nin hayatını konu alan güzel bir hiçten alıntıdır. Hiç alınır mı? Ya da satılır mı? Evet alınır, satılır. Yeter ki hiç olduğunu bilelim. Hiç olduğumuzu bilelim. Ev alırsın. Eskir. Yıkılır. Hiçtir. Bilgi alırsın, bilgi satarsın hiçtir. Allah yoksa içeriğinde hiçtir. Allah varsa da hiçtir.

Evlat var sanırsın. Evlat seni satar, hiçtir. Yiyebildiğin için hayattasındır. Ancak yiyecek, sonu tuvalet olan bir hiçtir. Sağlık önemli dersin. Ancak ecel karşısında basit bir hamledir. Hiçtir. Diplomalar, makamlar senin sanırsın. Tacın tahtın yerle yeksan olur bir gecede… Sen bir hiçsindir. Gezegenler keşfedilir. “TOI-733b olarak adlandırılan bir gezegenin, ilki 1990'larda keşfedildikten sonra hakkında bilgi sahibi olunan 5 binden fazla öte gezegenden sadece biri olduğu belirtiliyor.” Gezegenler de O’nun kudreti karşısında bir hiçtir.

Doğduğun yılı hatırla, ayı, günü, saati, dakikayı... Sonra doğduğun dakikanın bir dakika öncesini hatırlamaya çalış. Hatırlayamazsın. Çünkü bir hiçsin. Haydi o hatırlayamadığın bir dakika için de bir irade iddiasında bulun. Bugün yaptığın gibi beylik laflar, küçük dağların tapusunu göster haydi… Yapsana sevgili hiç…

Ama O biliyor. O hatırlıyor.

► Sonra meniyi pıhtılaşmış kan (alak) olarak yarattık. Sonra o kanı çiğnenmiş bir et parçası (mudğa) olarak yarattık. Sonra o et parçasını kemik olarak yarattık, sonra da kemiğe et........

© Milli Gazete