“Birimizin evi olmayacak”

Yıllar önce izlediğim bir videosunda öyle demişti Nureddin Yıldız hocam… “Bizim de evimiz barkımız var ama bunları konuşma ve düşünme vakti bitti artık… Birimizin evi olmayacak… Birimizin çocukları ona hasret gidecek ki… Müminlerin çocukları kurtulsun… Müminlerin evleri kurtulsun… Her vilayetten bir kurbanlık seçeceğiz ne edelim…” Allah ondan ve onun gibi İsmail teslimiyetine sahip can hocalarımızdan bin kere razı olsun.

Canların Canı Uğruna

Can vermeyi cana minnet sayacak… Sadece; yaratan, yaşatan, donatan, olduran, öldüren ve kendine döndüren Rabbin rızası için… İnsanların ne düşündüğü ile zerre miskal ilgilenmeden… Aferin krizleri geçirmeden… Yani takdir beklemeksizin… Sadece Allah için koşmaya karar verdiysen…

Herhangi bir dünyevi menfaat beklememek yetmez, ayağına gelecek tüm dünyevi fırsatları Allah için reddetmek kaydıyla… Sırf hak bildiğini söylediğin için doksan dokuz köyden kovulmayı göze almak suretiyle… Tat kaçıran, sevilmeyen, yalnız bırakılan adam yahut hanım olmayı kabullenerek… Sadece Allah rızası için yaşamaya ve ölmeye niyet ettiysen…

Belki arkadaşlarınla bir çay içmeye zamanın olmayacak kadar yoğun bir hayat… Ev, iş ve cihat alanın arasında, dünyanın tüm pisliğinden arındırılmış yalnız konserve bir hayat… Sadece sen ve Rabbin… O kadar ki günlerce görüşemediğin ev ahalisi ile bir kahvaltı yapmanın lüks sayılabileceği bir hayat… Sadece Allah için bu hayatı tercih ettiysen…

Annenin, babanın, eşinin, kardeşinin seni “deli” olarak nitelendirmesini göze aldıysan, en güvendiğin insanların sırtından bıçaklamak için sıraya girmesine alıştıysan, doğru bildiğin her şeyin yalan olduğunu........

© Milli Gazete