Dünya hayatının zahirine aldanmamak, ahiret merkezli yaşamak ama dünyayı da ihmal etmemek müslüman ferdin önemli özelliklerindendir. Bu dünyayı geçici bir konaklama yeri olarak görene yakışan şey hem kalbi hem de kalıbıyla Allah’a bağlanmak, ahiret saadetini gaye edinmektir. Dünya hayatı zaten kısadır. Bu kısalığın içinde kulun hayatı çok çok daha kısadır. Büyükler, ‘’çok olan şeyde israf haram ise az olan şeyde israf nasıl haram olmaz?’’ buyurmuşlardır. Yani kulun dünyanın zahirine aldanıp, ömrünü Allah Teala’nın emirlerine muhalif mecralarda israf etmesi asla makul değildir ve haramdır.
Müslüman fert inanışıyla, yaşayışıyla kâfirlere benzememek için daimi bir çaba sarf eder. Çünkü Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurur: ‘’ Kim bir kavme benzemeye çalışırsa, o da onlardandır.’’[1] Evet, kâfirlerin ön plana çıkan bir özelliği olarak dünyanın zahirine aldanma, dünyaya tapma gibi hususları zikredebiliriz. Onların sloganı ‘’Bu dünyaya bir daha mı geleceğiz canım! İstediğimi yaparım.’’ şeklindedir. Maalesef birçok müslüman da bu sloganın kurbanı olmuştur. İşin hakikati söz doğrudur. Ama kastedilen batıldır. Elbette bu dünyaya bir daha gelmeyeceğiz. Ama bu durum beni niçin isyan etmeye sevk etsin ki? Bilakis Allah Teala’ya yönelmek, O’nun rızasını kazanmaya çalışmam gerekmez mi? Maalesef bu sloganın temelinde ölümden sonra dirilip, hesaba çekilmenin inkarı olduğu açıktır. Müslüman fertler bu tarz algı sapmalarına karşı dikkatli olmalıdır.
Rabbimiz âyet-i kerîmede şöyle buyurur: ‘’ Onlar dünya hayatının........