Çelişkisiz Yaşam İslamda!

İslam doğrunun, güzelin ve iyi olanın yegane temsilcisi olarak çelişkiden uzaktır. Beşeri ideolojiler gibi bir taraftan huzur vaat ederken diğer taraftan bireysel, toplumsal ve ekolojik yıkımlara yol açmaz. Yirminci yüzyıl beşeri ideolojilerin kurbanı olan insanlığın felaketten felakete sürüklenmesiyle geçti. İnsanlık bir yol ayrımında. Ya İslam’ın kapsamlı rahmet dairesine iltihak edilecek ya da daha büyük felaketlerin kapısı aralanacak. Huzurun İslam’da olması bir slogan değil her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz bir gerçekliktir.

Rabbimiz âyet-i kerîmede şöyle buyurmaktadır: ‘’ Hâlâ Kur’ân’ı düşünüp anlamaya çalışmıyorlar mı? Eğer o, Allah’tan başkası tarafından (indirilmiş) olsaydı, mutlaka onda birçok çelişki bulurlardı.’’[1] Şöyle ki, yirmi üç sene gibi bir sürede farklı ortamlar, farklı kimseler ve farklı olaylar içerisine inen Kur’ân-ı Hakîm’in bir bütünlük arz etmesi, hem fert hem toplum hayatını düzensizliğe, anarşiye müsaade etmeden dizayn etmesi elbette ki onun alemlerin Rabbi olan Allah Teala tarafından indirildiğine bir delil teşkil ediyor. Halbuki bugün beşeriyetin hayatını darmadağın eden azgın beşeri ideolojileri inceleyecek olursak faydasından çok zararı olan, ilaç görünümlü zehir vazifesini ifa ettiğini görürüz. Baş ağrısı için alınan ama mide kanamasına yol açan kapsülleri andırdığına bağnaz olmayan herkesin onay vereceği aşikar. Bu âyet-i kerîme bağlamında Kur’ân’ın Allah kelamı olduğu, beşerin ona bir dahli olmadığı da ifade edilmelidir. Nitekim beşer kelamı her zaman tashihe muhtaçtır. Bu da el-Kâdî el-Fâdıl Abdurrahîm el-Beysânî’nin, İmâd el-İsfahânî’ye -bir hatasını düzeltme........

© Milli Gazete