İktidar, daha doğrusu başkan, yeni kabineyi açıkladı. Adı kamuoyunda pek duyulmamış isimler ağırlıkta gibi görünüyor. İlk bakışta göze çarpan, Beştepe Külliyesi ekseninde dönen bazı isimlerin satranç taşları gibi yerleştirilmeleri veya yer değiştirmeleri. Bu dönem bakanlık, bir çeşit bürokratik görev kabul edildiğinden kabineyle beraber; İstihbarat Teşkilatı, Savunma Sanayi ve Merkez Bankası gibi başkanlık ve müsteşarlıklar, büyükelçilikler hatta rektörlükler aynı anda açıklandı. Çünkü ha bakan, ha müsteşar ha da kurum başkanı, aynı statüde.

Kamuoyunda gözler bürokrasideki bilinen isimlere çevrildi. MİT Müsteşarı’nın Dışişleri Bakanlığı’na gelmesi ne anlama geliyor? Bu süreçte çok başarılıydı da ondan mı yoksa başka hesaplar mı var? Zaman gösterecek.

Yakın geçmişte, 15 Temmuz darbe girişimi, Suriye'deki olaylar, ülkemizin farklı noktalarında meydana gelen - Ankara-Gar, İstanbul-İstiklal, Hatay-Reyhanlı gibi- patlamalar ve sınır güvenliğindeki zafiyet hafızalarda canlı. Halen sis perdesi aralanmayan olaylarla dolu, karanlık süreç ortada duruyor. Bu durumda MİT başkanı başarılarından dolayı ödüllendirildi mi? Yoksa kurumdan mı uzaklaştırıldı? Ya da şöyle soralım: Kahramanlık güzellemelerini hangi odaklar servis ediyor? Dahiliyedeki durum da farklı değil. Bunca yıldır beklenen fırsat gelmiş ve altın vuruşla tehlike(!) bertaraf edilmiş gibi.

EKONOMİ VİTRİNİ

Kabinede güvenlik alanından sonra göze çarpan ikinci değişim, ekonomi vitrininde meydana geldi. Dolandırıcılıkla itham edilen kişiye, bizzat iddia sahibi tarafından hem de Hazine’nin anahtarlarının teslim edilmesi normal değil. Kendisinin de adeta ithama reddiye sadedinde “ayağı yere basan rasyonel politikalar”dan söz........

© Milli Gazete