Kur’an-ı Azimüşşan biz Müslümanların, gerçekte bütün insanların anayasa kitabıdır. Bu Kitab-ı İlâhi’de temel esaslar belirtilmiştir. Bu esaslardan biri de Allah’ın düşmanlarını kesinlikle dost edinmemektir. Mümtehine Suresi’nin 1. Âyet-i Kerimesi’ne meâlen bakalım:
“Ey îman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin. Onlar size gelen gerçeği inkar etmişken, onlara sevgi gösteriyorsunuz. Halbuki onlar Rabbiniz olan Allah’a inandığınızdan dolayı, Peygamberi ve sizi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Eğer siz benim yolumda savaşmak ve rızamı kazanmak için çıkmışsanız, onlara nasıl sevgi gösterirsiniz? Oysa ben sizin gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da bilirim. Sizden kim bunu yaparsa doğru yoldan sapmış olur.”
“Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercemesi”nde bu âyet-i kerimenin sebebi nüzulü anlatılmaktadır. Peygamber Efendimiz (A.S.M.) Mekke’nin fethi hazırlığını büyük gizlilik içerisinde yürütmekteydi. Sahabelerden Hâtıb İbn-i Beltea, Mekke’deki ailesi zarar görmesin diye, bu hazırlığı bir mektupla Mekkelilere bildirmek istemiş ve Sare adındaki bir kadınla göndermişti. Bu hareket Efendimize (A.S.M.) vahiy ile bildirilince, o mektubu getirme işi Hz. Ali’ye (R.A.) verilmiş, Hz. Ali de süratle yola çıkarak kadını yakalayıp mektubu almıştı. Hâtıb İbn-i Beltaa, Bedir ashabındandı. Tevbe etti, özür diledi.........