menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Medine Notları: Bir İslam Haritası

13 0
22.11.2025

“Bir İslam Haritası” demişti üstat Sezai Karakoç. Bu başlığı taşıyan o muazzam yazısında bir devletten bahsetmişti: Sınırlarında tel örgünün olmadığı, Cebelitarık’tan Cava Adası’nın sonuna kadar uzanan tek bir devlet… Üstadın “Dirilişin Çerçevesi” kitabında yer alan bu yazının her bir cümlesini Mescid-i Nebevî’nin avlusunda tekrar tekrar nakşediyorum zihnime. Bir ibadet, bir zaruret niyetine. Bu avluyu kim bilir şimdiye kadar kaç sahabe adımladı? Ashâb-ı Suffa talebeleri ilim meclislerinde hangi meseleleri müzakere etti? Kaç sahabe, Efendimizin (S.A.V.) ağzından çıkan bir emirle vazifesi için terk-i diyar eyledi bu topraklardan? Kuba Mescidi inşa edilirken Resul’ün (S.A.V.) mübarek elinin değdiği taşlar bize ne söyler? Ya Efendimizin (S.A.V.) hendekte karnına bağladığı taş?

Hz. Ömer Mescidi’nde dünyaya dağıtılan adalete ne kadar özlem duyuyoruz? Dudaklarımız susuzluktan çatlamışken, toprak yağmura bu denli açken Gamâme Mescidi’nde Efendimizi (S.A.V.) gölgeleyen bulut, yağmur duasına şemsiye götüren adamın inancını taşımadığımızdan mı bize küsmüştür? Uhud’un okçularından rol çalmaya devam mı ediyoruz? Efendimizin (S.A.V.) hatırasını taşıyan mekânları ziyaret ettikçe sorular zihnimi hırpalamaya devam ediyor. Sorular menfi gibi görünse de cevapları müspet…

Kılınan her vakit namazın ardından en yakın kapıya yönelen kalabalığa bakıp aynı söyleme, aynı fikre, aynı eyleme akıp gittiğini düşlüyorum: Aynı aşkla, aynı idealle çarpan şuurlu kalpler… “İnanmış, öteye........

© Milli Gazete