Yanlışa şükretmek

Günlük siyasi tartışmalar, lüzumsuz polemikler, gerçeği göstermemeye kurgulu yapay gündemler arasında gerçek meseleler es geçiliyor devamlı. Mesela halkın çektiği ekonomik sıkıntılar yani “geçinememe” hali adamakıllı konuşulmuyor. Lafa gelince “geleceğimiz” nutuklarına konu gençlerin ahvali, işsizlikle boğuşmaları, istedikleri bir hayatı kuramamaları vs gündem olmuyor. Siyasi iktidarın saçma sapan ekonomi politikalarını hangi gerekçeyle halka ödettiği, pahalılıktan belini doğrultamayan insanların sırtına yeni yüklerin yüklenmesi söz konusu bile olmuyor. Kamudaki israf, o kadar zengin bir ülke olmadığımız halde süregelen ve daha da artan şatafat, gösteriş, edilmeyen “itibardan tasarruf” gibi meseleleri zerre umursayan yok.

Bunların yanında bir de Türk toplumunun bir yandan düzensiz göçmenler eliyle demografik yapısı değişiyor, öte yanda da “gerçek servetimiz” edebiyatına konu olan genç nüfusumuz elden gidiyor. Türk toplumu hızla yaşlanıyor. Çalışan nüfusun bakmak zorunda olduğu insan sayısı artıyor. İnsanlar, ekonomik zorluklar nedeniyle çocuk sahibi olamamaya da başlarken, bunun ileriki dönemde nüfus artış hızının kritik seviyelere inmesi anlamına geleceği de ortada. Nüfus artıyor belki ama bunun belli bir yenilenme oranında olmaması gelecek açısından sıkıntılı bir hali işaret ediyor. Çalışanlar, çok daha fazla kişiyi beslemek zorunda kalacak. Japonya gibi gelişmiş bir ülke olsak belki idare edebiliriz ama halihazırda “gelişmekte olan” bir ülkeyken ve üst klasmana bir türlü geçemezken, bir de genç nüfusun azalma eğilimine girmesini kaldıramayız.

Türkiye........

© Milli Gazete