Okullar açılıyor, 20 milyona yakın öğrenci ders başı yapacak. Bunun ekonomik vaziyetteki karşılığı aileler için masraf kalemlerinin artması, çocuklarının beslenmesine, giyimine, kitabına, ders malzemelerine ayrılacak bütçenin aileleri giderek daha da zorlaması, maddi imkansızlık yüzünden yüksek öğrenimi bırakmak zorunda kalan yüz binlerce öğrencinin varlığı oluyor.
Sosyal devlet olmanın bir gereği olarak vatandaşlara ücretsiz ve eşit şartlarda sunulması gereken eğitim, sağlık, adalet gibi temel hizmetlere erişimin hiç de kağıt üstünde olduğu gibi kolay ve adilane olmaması maalesef bizim gerçeğimiz.
Toplanan vergilerin büyük bir bölümünün dolaylı vergiler olması ve halka yansıtılması, insanların cebine dahi girmeden “kaynağından” kesilmesi ve ÖTV gibi “son derece ekstra” bir gelir kalemine rağmen hala bütçesi açık veren bir ekonomiyiz. Açık veriyor çünkü “borcu borçla ödemek” için borçlanıyor ve faizcileri, rantiyeyi ihya ediyoruz. Halktan toplayıp faizcilere sunuyoruz.
Öyle olunca da, koskoca Bakanlık, okulların ihtiyacı olan malzemeleri bile temin edemiyor ve çocuklarını kayıt yaptırmak isteyen velilerden istenen A4 kağıt, tahta kalemi, posta pulu gibi şeyler istenebiliyor. Bunun izahı olamaz.
Siyasi iktidara kalırsa enflasyon düşüyor, yoksulluk geride kaldı ama okula öğrenci kaydettirirken okula A4 kağıt, posta pulu vs bile veliden isteniyor. Devlet okullarının en temel masraflarını bile karşılayamayan kamu idaresi diğer........