Siyaset, normal insan ilişkilerinden farklı olarak biraz da marazlı haller de içerir ve bu durumlar da maalesef ki doğası gereği görülür. Siyasetçinin vaatleri, sözleri, yaklaşımları bu nedenle fazlasıyla esnek bir değerlendirmeye tabi tutulur. Pragmatizm ve popülizmden kaynaklı bir haldir bu.
Siyasetçi, yeri geldiğinde haddinden fazla ve yapmacık sevgi ve iltifat cümleleri kurar, duruma göre “vapurda satış yapan pazarlamacı” ağzıyla konuşur, bazen de yerli yersiz mavi boncuk dağıtabilir önüne gelene. Ve her nasılsa bu tarz ilgi görür ülkemizde. Bu toplumun sevdiği tarz-ı siyaset maalesef ki budur.
Her meseleyi ilkesel olarak değil de menfaatler açısından ele almak normal şartlarda hoş karşılanmaması gereken bir hal iken, siyasetimizde “dün dündür bugün bugündür” olarak formüle edilen bir kaideye dönüşür. Bugün artık geldiği nokta ise “Bu can bu bedende olduğu sürece..” kalıbıyla başlayan cümlelerde kendini gösterir.
Halbuki söylenen her söz, ifade edilen her düşünce ve yapılan her eylem mühimdir, “bir gün öyle bir gün böyle” bir yaklaşım söz konusu olamaz, olmamalıdır. Fikirler, düşünceler ve eylemler, ne olursa olsun birbirine zıtlık gösteremez.
Önceki söylediğiyle sonraki söylediği, söylemiyle eylemi çelişen ve bunu da alışkanlık haline getiren bir siyasete toplum olarak alışmamalıyız. Pragmatik amaçlara ve siyasi menfaatlere odaklı olan politikaları değil ilkesel ve tutarlı olanları alkışlamalıyız. “Dün ak dediğine bugün kara demek” bu kadar kolay........