Asgari ücret, gelinen noktada açıkça bir “yaygın ücrete” dönüştü. Toplumun büyük bir kısmını ilgilendirir hale geldi. Hem doğrudan bağlantılı hem de dolaylı bağlantılı insanlar, asgari ücrete yapılacak zammı bekler olmuş durumda.
Asgari ücretin üzerinde maaş alan ve bir zamanlar orta sınıf kabul edilen insanlar, her zamla birlikte aslına bakılırsa asgari ücrete doğru yakınsıyorlar. Mesela bir zamanlar asgari ücretin 3 katı kadar maaş alan herhangi bir meslek grubu, gelinen noktada bu oranın 2 kata kadar gerilediğini söylüyor mütemadiyen.
Bir “gösterge” ücret olması gerekirken, çalışan nüfusun yarıdan fazlasının doğrudan muhatap olduğu bu ücret seviyesi, aslında Türk toplumunun uygulanan ekonomi politikalarıyla nasıl bir yoksullaşma döngüsüne sokulduğunu ortaya koyuyor.
Asgari ücrete yapılan yüzde 49’luk zam (neden 50 değil de 49 mesela), aslına bakılırsa, Temmuz’dan Ocak ayına kadar olan süreçteki enflasyonun yüzde 30-35 olduğu düşünüldüğünde bir “enflasyon farkı”ndan hallice görünüyor. Muhtemelen Mart, Nisan dolaylarında enflasyon farkı da sıfırlanacak ve çalışanların senenin gerisini bu ücretle nasıl geçirecekleri de koca bir muammaya dönüşecek.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) bağlı İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) yaptığı araştırmaya göre,........