Siyaset, kurtarıcı lider arayışında |
Toplumsal yapıyı dönüştüren dijitalleşme süreci ile birlikte, alışkın olduğumuz siyasal yapı da ciddi ölçüde değişime uğradı. Soğuk Savaş dönemini anımsatan kurumlar, ideolojik konumlanmalar bir periyot halinde yerini popülist liderlere ve popülist söylemlere bıraktı.
Bugünün siyasal arenasında siyasi partiler değil liderler ön planda. Bütün projektörlerin liderlere odaklanması ise liderleri adeta performans sanatçısına dönüştürmekte. Liderler, daha çok beğeni alabilmek için seçmenin beklentisine odaklanmak durumunda kalan, güçlü özne görünümlü ama hakikatte performans başarısına bağımlı hale gelen tedarikçi halini aldı.
Diğer bir ifadeyle, bunu başarabildiği müddetçe liderlik sorgulanmamakta, aksi durumda beğeninin zıddına adeta topluma erişim engellenmektedir.
Elbette popülizme sarılan liderler ilk kez bu dönemde görünmüyor. Partili siyaset dönemi boyunca popülizmden güç alan nice liderin var olduğu biliniyor. Ancak popülizmin ve popülist liderlerin hâkim olmaya başladığı dönemler incelendiğinde içinde bulunduğumuz sürecin yalnızca dijitalleşme ile ilgili olmadığı da aşikâr hale gelmektedir.
Bu dönemlerin yaşandığı ortamın zemininde ekonomik, siyasi, psikolojik, kültürel ve teknolojik boyutta gelişmelerin etkisi göze çarpmaktadır.
Hitler ve benzeri faşist liderlerin öne çıktığı dönemde 1929 Ekonomik Buhranı’nın, Birinci Dünya Savaşı’ndan kaynaklı yenilmişlik........