Köz bekçilerine ihtiyaç var!

İnsanlığa kurtuluş reçetesini sunma potansiyeline sahip hareketlerin içinde bulundukları kısır döngüyü aşmaları ve yeniden umudu aşılamaları tercihten öte bir zorunluluk içermektedir.

Bugünkü dünya tersinden ifadesiyle “ağlayanı şöyle dursun, güleni de huzursuz” denecek türden bir ruh haline sahip. Eşitsizliklerin, adaletsizliklerin, işgallerin, sömürünün hüküm sürdüğü bir dünyada yaşıyoruz.

Kimsenin kendisini emniyet altında hissetmediği, yarına ilişkin kaygıların zirvede olduğu bir dünya var karşımızda.

Kıtlık, salgın, kuraklık, deprem, savaş, siyasi ve iktisadi kriz gibi çeşitli kavramlar o denli sıklıkla kullanılıyor ki, insanların gündemine girmemesi, insanların bundan etkilenmemesi mümkün olmuyor.

O nedenle yarına ilişkin korku dağları oluşuyor.

Gerek Türkiye’de gerekse dünya genelinde antidepresan kullanımının milyonlarca kutu üzerinden ifade edilmesi bunun basit bir göstergesi sayılabilir. Çok sayıda insan, yarına ilişkin kaygıları nedeniyle bugünü uyuşturularak yaşamak zorunda bırakılıyor.

Yarını bu sayede unutuyor ama bu arada bugün de elden kaçıyor. Dün zaten yok sayıldığından ortaya zaman mefhumundan mahrum bir kişilik peydah oluyor.

Nereden geldiğini, nereye gittiğini, sorumluluklarının ve........

© Milli Gazete