Avrupa, Yarınının Telaşında!

Bilindiği gibi, Haziran ayının başından gerçekleşen Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aşırı sağ partilerin yükselişine işaret eden değerlendirmeler yaklaşık bir aydır kamuoyunda oldukça geniş yer buluyor.

Açıkçası aşırı sağ partilerin AP seçimlerinde büyük bir başarı yaşadıklarını söylemenin acelecilik olduğunu düşündüğümü baştan belirtmem gerekiyor. Sonuçları aşırı sağ partilere yönelen ilgi üzerinden okumak yerine merkez partilere verilen uyarı mesajı olarak algılamak daha gerçekçi olacaktır.

Ne var ki, aşırı sağ partilerin yaşadığı süreci anlamaya dönük okumalara da elbette ihtiyaç bulunmaktadır. Son olarak Fransa’da gerçekleşen seçimler bu ihtiyacı ortaya koymaktadır.

Bilhassa ana akım medyada konuyu ele alan yayınlara bakıldığında olağan bir şekilde, aşırı sağ partilerin yükselişine etki eden iktisadi, siyasi ve sosyal etmenler üzerine değerlendirmeler yapıldığı görülüyor.

Avrupa’nın son on beş yıldır yaşadığı iktisadi daralmanın politik sonuçlar doğurduğu, özellikle mülteci krizinin aşırı sağ eğilimlerin görünürleşmesine zemin oluşturduğu, ülkelerin sınır güvenliği, çalışma hayatı, sağlık gibi alanlarda başarılı performans sergileyemeyişinin “suçlu” arayışını hızlandırdığı gibi hususlar bu değerlendirmelerde hususen öne çıkıyor.

Elbette bu değerlendirmelerin her birisi önemli sorunlara değiniyor ve sorunu açıklama konusunda önemli ipuçları sunuyor.

Bununla birlikte sorunun........

© Milli Gazete