Egemenlik kimde?

Egemenlik kavgası; kalbimizde aklımızla nefsimiz, şeytanımız arasında, evimizde eşler arasında, ülkemizde siyasi partiler arasında, dünyada ülkeler arasında, Hak ile batıl arasında, dinler, ideolojiler arasında sürüp giden bir mecazi iktidar mücadelesi...

Egemenlik/hâkimiyet; gerçekte, sadece/ancak eşi, ortağı, yardımcısı, dengi, benzeri, adaşı, danışmanı, hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, dilediğini anında yapmaya da yaptırmaya da gücü yeten, her şeyi “kün” emriyle yoktan yaratan, yaşatan ve en güzel yöneten, yarattığı her şeyde her an tam tasarrufta bulunan, âlemlerin Rabbi, Meliki, Kadir, Muktedir, Samed… kemal sıfatlarla muttasif, noksan, beşeri sıfatlardan münezzeh/yüce Allah Teâlâ’nındır. (Fatiha/1, Rahmân/29, Yasin/82-83, Mülk/1, İhlâs/, Nas)

O’nun (c.c) iradesi, ilmi, yaratması, kudreti olmadan evrende hiçbir şey olamaz... Hayırlara/itaate/iyiliklere rızası, şerlere/isyanlara da rızası yoksa da izni vardır… İzinsiz yaprak bile kıpırdayamaz… Sınav gereği, hayırlara da, şeylere de, iyilere de, kötülere de izin veriyor/özgür bırakıyor ve deniyor... Hz. Musa (a.s.) ya da, firavuna da fırsat veriyor. Adalete de, zulme de... Hikmetsiz hiçbir sözü, hükmü ve işi de yoktur… Hükümdarların alnı/perçemleri de kalpleri de O’nun (c.c) yed’i kudretindedir.

Sınavımız gereği olarak; dünya hayatımızda/bütün işlerimizde “İlahi” irade ile “beşeri” iradeler arasındaki tercihlerde muhayyeriz; kendi özgür irademizle “İlahi” veya” beşeri” olan iradelere uymayı seçiyoruz... İlahi olan; her şeyi yaratan, hakkıyla bilen, tüm evreni yöneten, her sözünde, işinde ve hükmünde hikmet, rahmet, adalet, maslahat olan şaşmaz/yanılmaz iradedir... Beşeri olanlar ise yaratılan, bilgisi sınırlı, eksik veya yanlış olabilen, yanılabilen, şaşırabilen, ahlâkî zaafları olan cahil, zalim, muhtaç ve aciz olabilen irade... İlkinde Rahmân’a........

© Milli Gazete